Teşekkürler ilginize. Eksik olmayınız. Şu tütün belâsı kötü zenaat ya, neylersiniz işte? Eksik olmayınız.

Siz bir edebiyatçı olunca, kelimeleri yazım kurallarına göre yazacağınız gibi bir zan uyandırmışsınız bende. Şu füzel ne demek diye bakındım durdum her yana. Ama anladım ki, yazım hatası. Güzel yazacakmışsınız sanıyorum. Hem kırılmak ne demek? Ben yazılarımda eleştirilmeyi istiyorum ve neyin neresinde olduğumu bilmeyi öğrenmeyi. Rahat olunuz lütfen.

Anlaşılarak okunmak güzeldi. Kalemlerimizin ucunu açan bir haldir bence anlaşılarak okunmak. Öylesineliklerden ne umulurdu ki zaten? Eksik olmayınız.

O künefenin tadı sinmiş kaleminize, halen aynı lezzet. Eksik olmayınız.

İnsan insana, insan hikayeye, hikaye hikayele benzeyip karışıyor burada. Kalem kaleme yüceltiliyor kelimeler. Eksik olmayınız.

Hmm güzel bu. Tatil umarım iyi gelir hepimize. Ara verelim demek bu galiba söylemeye. Hani veda eder gibi olmuş son paragrafınız. Peki o halde. Size de aynı dilekleri ulaştırıyorum ben. Kırıcı mısınız genel manada bilemem. Fakat tamir konusunda başarılısınız. Size kırılınmasına mani olabiliyorsunuz bu yüzden. Böyle bir erdeminiz var. İyi tatiller sevgili İpek. Benimki henüz başlayamadı bir türlü. Ama yakındır. Merak ettiğim ve olmak istediğim bir sürü yerde olacağım. Ülkemin ikinci boğazını, en büyük adalarını, şehitliklerin en makbul olanlarından birini, belki o televizyonda gördüğüm rum teyzenin yaptığı adını şimdi anımsayamadığım bayram tatlısını yaşayacağım. Olan var, olmayan var. Ne bu tatil vitrini görüntüsü demesin kimse, çünkü hepimize lazım tatilin adı bile olsa.

Boşverin siz onu bunuda süper bir manzara eşliğinde yazıyorum size beyaz taş evler, masmavi deniz, heryerde yelkenliler, tekneler, mor - yeşil- mavi renklerinin her tonu olan ve mis gibi havası var. Tatilime çıktım sonunda. Bodrum' A geçiyorum şimdi her yıl ki standart tatilim. ArBayla sallana sallana İzmir den beri, fotopğraf çeke çeke iyi geldi cidden.Büyük laflar küçülür hep burada , aslında boyum kadar bile etmediğimi düşünürken zor olsa da neyse artık ; burası terapi olur büyük lafları küçültmek için yani... Şöyle bir kendime geleyim... İnşallah azalır insanları kırmam diye umuyorum artık...

Neyse kırdıysam da affola şimdiden

Ailenize ve size saygılar ve mutlu hayırlı Ramazanlar ve tatiller

Gerçekten mi? Üzüldüm şimdi...dikkat etmeye çalışırım; uyarı için teşekkürler.

Sizi tanıdıktan sonra dünyanın adaletsiz bir yer olduğuna olan inancım pekişti. Bana dair pek çok şeyi bilmektesiniz. Tabi kolayca öğrenmeniz mümkün. Zira hiçbir şeyin gizlenemeyeceği bir dönemi yaşıyoruz. Fakat ben bildiklerinizin pek azına dahi sahip değilim size dair. Herkese açık olacaktınız iletişim kanalları bağlamında. Bu da böyle değil. Bir de cimrilik yaftası. Imm bilmem? Yakıştı mı bana ki? Zamanla öğreneceğiz hep birlikte.

Ne iyi olurdu sahi. Burası pek güzel. Siz de bilirsiniz. Keşke burada toplanabilseydik. Şiir koksaydı her yan. Yaz başından beri kesif bir mangal kokusu hakim her yanda. Severim evet ben de mangalda pişen eti. Fakat bu kadarına ben bile pes dedim.

Siza kızgın sayılmam. Kelimeleriniz bazan boyumu aşıyor, bazan kelimeleriniz sizin bile boyunuzu aşıyor. Hepsi o. Önyargılarımız var bir de. Erkek ve kadın olmak ta ayrı bir sıkıntı. Ne desem ne söyleseniz ne yapsak boşuna. Değişemeyen katı kurallarımız var toplumca.

Siz 77 doğumlu değil misiniz? Ben sizden küçüğüm işte... Yaşlılığı kabul ediniz lütfen...:) kendi yaşımla ilgili takıntı oluşturacak noktaya gelmedim henüz geldiğimde ileri değil geri gidecek yıllar tabiiki:)

Ben düşünmüştüm ki siz Edebiyat Defteri ailesini bir güzel ağırlarsınız denizin yamacında; ondan yani... Yok öyle ,anca beraber kanca beraber; hem toplulukta bana olan hıncınızı çıkartamassınız ben de atlatırım faciayı ; bu arada da kızgınlığınız geçer el falan öpünce hani bayram ya ve de yaşlısınız ya pardon büyüksünüz...:)

Ama cimri çıktınız; eshefle kınadığımı belirtmek isterim:))

Ah siz kadınlar. Otuzunuzdan yukarıya çıkamazsınız değil mi? Hemen bir büyüğünüz ilan edivermişsiniz beni. Tabi bu bana gurur verir olsa olsa. Ama tek başınıza neden gelmiyorsunuz? Onca kalabalık onca masraf şimdi bayram üzeri? Hem bayramda İstanbul'da değilim. Bayram sonrasına kaldı. Endişelenmeyin şeker çikolata rezervimde sorun yok.

Arıza çıkmasın istiyorum ya, merak ta etttim: Neden uygun düşmedi tokalaşmak?

Sizin yaşınız benden büyük sanırım dolayısıyla ben bu sitedeki yaşı sizden küçük olanları toplayayım el öpmeye gelelim;, lütfen güzel şeker ve tatlı seçiminde bulunun ; tokalaşmak uygun gelmedi şimdi düşününce derin...

Imm hayır hayır olmaz. Utandırırsınız beni iyice. Ben ne yapıp ne edip öğreneceğim o ıslığı üflemesini. Hem yine feminizm yanınız kabarmış. Kuzum size göre hep kadınlara bir şeyler oluyor değil mi? Yok yok o kadar da değil. Erkekler de tehlikede bilin siz.

Gerçekten oturuş konumuma göre düşündüm, kapıyı hesapladım ve en uygunu sağ elim. Mana aramayın ama rica edicem. Çünkü sadece oturuş konumumla ilgiliydi.

Çok az ıslık çalabilirim, mesela Kos 'a ilk gittiğimde aldığım birinci şey bir ıslık çalma sesi çıkaran bir küçük eşya ve bir beyaz sapan oldu.Sapanı kuşlara vurmak için değil bizim evlerin çatılarına gelen marılara ekmek ve kuş maması atmak için kullanmaya aldım.( Evin balkonuna koyunca yardımcı işi bırakırım diyor ya da bahçeye koyuncada sitenin doğsl ortam koruma programındaki kaz ve ördekler yiyor da.)Islık çalamayan, sapan kullanamayan, dövüş sanatı bilmeyen,ok atamayan , silah kullanamayan kadın olur mu hiç.., siz erkeksiniz ihtiyacınız yok nasılsa hep kadınlara olan oluyor da neyse,ben sizin bu açığınızı kapamak için söz size ıslık sesi çıkarandan alıp yollayacağım üzülmeyin siz...Elinizin hangisi bu arada ?

İlle de ezeceksiniz yani. Tamam görmedim? Hem bendeki hal doğuştan. Görmeyebiliyorum. Ya siz? Ben aslında o yanlış anlaşılmanın ardınca özrümü dileyip haddimi aşmak istemediğimi söylemiştim. Yani benim elimdir asıl havada kalan.

Siz ıslık konusunda ciddi misiniz? Bakin böyleyse hayatta kıskandığım ikinci ıslık çalabilen kadın olacaksınız. Biri bizim iş yerinde bi kızdı. Ama o çalınınca şeytanların çağırıldığı iddea olunan ıslığı değil haa: Şu çoban ıslığını üfürebiliyordu. Ben beceremedim, hala yanarım buna. Gülmeyin: Bazan gerçekten çok lazım oluyor o ıslık. Düşünün: Zorda kalmışsınız. İki dudak arası ne dediği belirsiz bir hava kabarcığı ne işinize yarayabilir? Ama şu çoban ıslığı öyle mi ya? Kimdoysa koşar imdada.

Elimi uzatmıştım ama :(

Kalemlerimizin soğuması lazımdı kabul edin. Hem küsemem size ben. Yazdıklarını önemsediğim insanlardansınız. Bir insanı küstürmek? İnanın sadece bu yılkileri değil tümünü götürürdü oruçlarımın.

Fakat kalemimin size karşı kötülük yükleneceğine inanmanız ve böyle hissedişiniz iyi olmadı kırıldım. Siz de ben de kalem kalemeyiz ve birbirimizi kapıdan kovsak bacadan giriyoruz. Ben de yaşamıştım yaşadıklarınızı anımsatırım. Ama demek değiyor bunları söylemeye. Önemlisiniz sevgili İpek. Kaleminiz değerli. Kaybetmek istemediğim bir önemlisiniz siz. Göğsümü gere gere, gururla varlığını haykırabildiğim bir yazı dostumsunuz. Hangisiydi barışılırken uzatılan parmak?

Yasaklı listesinden çıkmışım :)) siz tembelleştiniz mi ne Ramazan olalı ne yazı ne şiir var yeni... :))

Tekrar yasaklı listesine dahil olmadan susayım en iyisi ama bişey söylemeden geçemeyeceğim:

Hatırlatayım bayramda küsler barışırlar, orucunuz yanar sonra karışmam...:)

Vazgeçip kabullenmezden, tüm istikrarlı hallerimizden kurtulmazdan az önceki haldir çocukluk. Yaşamı tüm olgun ve derin çizgileriyle kabullenince insan, hepsi hepsi bir ben kalıyor elinde. Başı avuçlarının arasında hayranlıkla bakıyor çocuksuluğun masumiyetine. İstikrar çok şeydir hala benim için. Teşekkürler güzel yorumunuza.

Eksik olmayınız.

Ne çok şey var o susmakta... Sevgimle.

Öyle teşekkür edip geçmeyeyim diyorum ya bazan kelime bulamıyorum işte. Eksik olmayınız.

Çokluktansa boşu boşuna, yalnızlığın öykünücüsü olmak galiba daha bir yeğ bazan. Sevgimle.

Hepsi hepsi içimizden bir şeylerdi. Hepsi içimizeydi. Eksik olmayınız.

Memnun oldum beğeninize. Teşekkürlerim ve sevgimle.

Size de efendim. Saygı bizden.

Kesinlikle haklısınız.

Ne büyük bir erdemdir kendini bilebilmek ve ifade edebilmek.

Hayırlı geceler, saygılar...

Çok şeyi eksikçe söylemektense, bir şeyi olanca düzgünlüğüyle söylemek yeğ galiba. Teşekkürler.