Girilmiyor aşkaiyice gömüldüm kendime tenimde bir kış soğuğu gibi donduruyor uzaklığın zaten ben yakmıştım sobayı ısınalım diye odamız, çiçeklerimiz o denli hafif, o denli çocuktu ki düşlerimiz açardı susuz, ıssız. şimdi tek uğraşım, ısıtmak kalbimi yeniden buz kalıp arasından çıkarıp bahara güneş doğmak bilmeden bir kedi eniği örneğin oynarken rengarenk yumağıyla sevdanın aramızdaki cümle yollar dolaşmış her gün baktığım yeşil gözlerin griye çalmış artık küle bulanmış aşkın nağmeleri de şarkılar söylenmeden budanmış salıncaktan inmiş çocukluğumuz dere tepe tırmanmayı unutmuş yürüyüşlerim kendime çıkıyor her köşe başında unutuluş tabelası oklarını yanlış yöne çeviriyor belki belkide meraktan yeni yollara atıyor adımını boşaltmak istiyor içindeki zehri kimse beklemiyor ağacının altında geçmiş gölgesinden başka saçaklar buz tuttu tutacak bir başına odsuz ocaksız dumansız bacalarla girilmiyor aşka kesif bir sis kaplıyor aramızdaki mesafeleri yaşayıp yaşamadığını görmüyorum sadece çocuk yüzün gülümsüyor ara sıra bir köy evinin önündeki dut ağacından bakışımı ısıtıyor ne olur eski ağaçlar donmasın!.. 18. 12. 2014 / Nazik Gülünay |
şiiriniz kutluyor saygılar sunuyorum...