birkaç kuşbirkaç kuş havalanır göğsümüzden koparılıp atılmaya çalışılır içimiz içimiz kalır yalın yalpa sancıyla özür, suretimizi karartmak olur bir geçit bulmaya çalışırken dağbaşında yaralı bırakılmış kanadı vurulmuş bir kuş dağ bizi tanır elimizdeki taşlarla kendi kendimizi vururuz son hıçkırık çiğnenir ayakaltımızda açmaya çalışan kır çiçekleri buhar olup yükselemeyiz yağmak için yeniden daha güçlü rüzgârlarla içimizden içeri açıkta kalır öylece yaralarımız bir söz boğar sesimizi iyice kapanır kimliğimiz içine düğümlenir boğazımızda çıkmaya hazırlanan ses’ler ç’alınır tutuklanır yankılar çaresiz değilsiniz diyor ayağıma takılan bir taş daha kimler kaldırdı kimbilir bu ağır taşları mağaraya kapatmak isteyenler gömüldü altına nice kuşların yaraları kabuk bağlayıp da yükseldi doruklara nice kartallar uçtu daha karartılmış ülkelerin üstünden yere kapanıp kalmadı insan kendi acısıyla başbaşa uçmaya niyetlendikçe bir kuş gözyaşı kalmaz ininde |