HAL/İÇTE...
Vuruldu…
Kapılar camlar kırıldı Dalında duran kuşlar Havalandı ağıtlar… Gök tuttu bulutu Şaziye’nin ayağında naylondu terlik Daha ben taze çocuktum Beşinde gördüm on kişiyi… Saydıklarımdandı hepsi Üçten ileri gitmezdi seksek taşlarım Ev yandı yirmi dördündeydi En küçüğünündü adı Bahar… Beş mevsim bir olup yandı Mahalle ısındı Ocaktaki süt taştı Telaşlı söndü o çatı… Benim ilk masalı duyduğum yerdi Haliçten pis gemiler geçerdi geceleyin O bana anlatırdı ben dalardım Karardıkça akşam kirpiğime… O sallardı dizinde tüm sandalları Kasımpaşa’ya beni kucağında alıp giderdi Kıyıya vardığımızda beklerdi onu bir tekne Arkamızda kalırdı duman altılılar Adam akıllı küfürler on dörtlüden çıkardı kelimeler Fazlası Haliç işte…. Onlar arka sokaklara biz ileri tam ileri Karşıda bizi bekleyen yosun dolusu dostlar Henüz çok küçüktüm martıyı ilk gördüğümde Bir kadının sırtındaydım Cihangirde bir cigara yaktı tüm yolları… Açık musluklar deniz doyursun Küller birleşip ev kursun kumrulara Ateş ısıtsın kışları Buzları eritmek için içtim tüm acıları… Kasımpaşa’dan kaçarken sırtındaydım bir kadının Süt taşarken ocağa çıkmıştı çığlıklar Ben beşinde anlamaya başlamışım kayıkçının anısı Çok uykum gelmiş ölü gibi gülümsemişim Dalgalar şarkılar alıp götürmüş beni… Uyandığımda on dördündeydim Sandalcının kıyıya vurmuş iskeletleri vardı Ben kesilmiş dilimi boğaza sundum İstanbul gelip üstünü örttü Ben yine yanan o mahallede kül oldum… |
Hem de gecenin bu vaktinde! :))
Bir Dostum vardi, o da uykucu cikti :))
Perdeler kapali :(
Gidelim bâri gâri :))
Selam ve sevgiler degerli DostuM.