HACAMAT USTASIEstağfirullah Tövbeten nasuha derdi dedem Uyur parmakları tesbih arardı İlk seyrimdi yaradana kulluğun Ve ilk tınıydı şu gece halvetinde nefsimi mahrem kıldığım Kasideler gibi akıyordu gözümde Kavlince eski bir yazı İniyordu melekler gökten saf u saf Ve Muhammediyeler Kesik baş hikayeleriyle Siliniyordu masiva Her suya zemzem derdi dedem O an niyet ettim ilkindi vaktinin sünnetine Halis niyet yılanı Ebubekire konuşturur ya hirada Hani Muhammed aşkı için çıktılar dehlizlerden, Öyle çıkıp mahyalar ördüm firakıma Yakarışlar öğrendim Naatlardan dökülürken eşrafım Çay müptelası bi an içindeydik Sanrılar düşer gibi siğillerime Farz-ı kifaye hem müstehap içre Kırılıyordu dizlerim kıbleye Bir buyur vardı buyruğunda dedemin Yunmuş akarında bir lokma Vişne fidanları dikerdi evladını beler gibi toprağa Sözler usturadan keskindi Başımda hacamat ustaları Sızıyordu gazeller bilalce Katre katre ilim rahlesinde Hep birden ettiğimizde tavaf Şakk-ı kamer bir parmak yarası gibi Yarıyordu göğüs kafesimizi Dedem miracı anlatırdı Sidretül müntehayı küdüste Yunusça dinlerdik Çığlık nedir ki bu hüzzamın peşinde belki bir ıslık İnceden el bu naifliğin kârı değildi Değildi kalbine düşen meteorlar hep nur Tövbeten nasuha derdi dedem Ölüm gibi tövbe etmek dünyaya Kendi kınını kesen bıçak gibi Yarılıp nurun kabrine çıplak defnedilmek üzre Dönmemek üzre Estağfirullah Ahmet Serdar OĞUZ / NİKSAR |