BADENuh’un kertesindeyim Bade Kayaları delen ardıç kökünde bir kurtçuk gibi Eşsiz biniyorum bu yaşam gemisine Boy verdiğim en derin okyanuslarda Enine biçilmiş bir kavlağan gibiyim Yıldızlar kamber avcısı rüyalarımda Sürme çeken nasırlı günahlarıma Sır tutan gözlerimi veriyorum Soğudu bileklerim Bade Kanımdaki çelik parlıyor. Güneş bir gövde gibi uzanıyor. Kalbim sancılanıyor şiirlerde Kasılıyorum Anka gibi gökyüzünde İşte dağ sesleri Irmağa düşen bir ağaç gölgesi Ne zaman bileklerim kesilse Bade Kanımdaki aşk palazlanıyor. Toprağı bilir misin Bade Kadim örtüsüdür insanoğlunun. Taş dibeklerde öğün öğün Sırçalı yüzlerin, o kara çalımını yere seren. Süngü ucunda Mermer dokunuşlu bir sedefti hayat Bade Ne zaman çoğalsam Elif’te Asya’dan bir ırmak doğuyor Ben Bade Duçar oldum kahrımdan Yığın yığın gelenler üzerime Hep bana benziyordu İlk defa bana benzemeyen bir suretle karşımda Tanrıyı gördüm O, yağmur gibi merhamet taşıyan Bir sebilhaneydi Yusuf’un gömleğindeyim Bade Yırtılan ar damarımdır şimdi Gökyüzü kuşlarını asar mi karanlığa, bilmem Ama Sabrımı mezalimler Asrimi murtat bekçiler soyuyor Hakikat rengiyle açılırken semaya Bir Mahper diriliyor evimde Evim ıhlamur kokuyor Bade Sen Bir umman gibisin ayrılığa Ne zaman senden bahsetsem böyle İçimdeki çocuk Sokağa taşıyor. Ahmet Serdar OĞUZ |
Güne gelecek muhtemelen dedim
Tebrikler kalbi