AlazBüyük trajediler hüküm sürüyor orta/doğu mülkünde Dramların gözyaşı çukurunda gömülen insanlığın üzerine.. Dirimi öldüren bana yaşamaktan bahsediyor. Susturuyorum çaresizliğimi Sessizliğimde kaç kez yırtıldı avazım bir ben bilirim. Toprağın kokusu ölülerin cümlesi Ne kadar çeksem içime O kadar ölüyorum işte. Doyduk diyor kuraklığın çatlakları Kanla yapıştırmayın yeter.. Dizginlerini çocuklar topluyor atların Belkilerini uğurluyor Keşkelerini getiren gecelerinde.. Çok savaşız birazda barış şiirleriydik ağız dolusu ateş Bir kuyu gözyaşıydık.. Ah... Sakınmadan gözlerinin arkasındaki küçük şehri nasıl vurdular.. Beni yalanlada olsa yaşatın diyen umuda sarılan çocuğun. Erken büyümüş gözlerin kabuğu cılız Yüzü kara bahtından Tenine geceyi bastırıyor çok kanadığında.. / Petrol yanığı hayatlarımız Bir bir sönüyor kuyularda.. Senin bir bildiğin yok ey hükmünü ölümden büyüten! Orası dünyanın zenginliği değil Orası dünyanın kan merkezi Dünyanın kanı buradan akıp yine buraya dökülüyor. Ucuc ucuz Nehir nehir.. Taşa sürüyor varlığımızı yine taş Ah yine taş.. Dağda taş Oyup oyup uyuduğumuz. Senin çiçeğin benim coğrafyamda yetişmez Benim çiçeğim çoktan eğdi boynunu utancından... Körelmiş vijdanların çırasını yakmak için daha kaç kez sıkıştıracağız yüreğimizi yangınlara... Ve Canımızı süreceğiz mermi ağızlarına. Su utandı diyordu şair. Ateşte utandı ateşte Bu arsız cehennemde. / yüksel batu |
Şair büyümek istiyor. Hayatı seyrettiği perdelerin, pencerelerin ardına kaçmak istiyor..
Yoksunluk sendromu..! Son günlerde ne zaman bir şeyler yazmak istesem, bir cümlemin içine gelir otururdu. Yumruk gibi otururdu yüreğime, mikrop gibi dolanırdı devrik cümlelerimde..İnadına yazmadım, inadına..Alyuvarlarımın sancılanmasına aldırmadan.
Senin şiirini görünce yeniden depreşti bazı şeyler damarlarımda:)
demiştim bir şiire. aynen, he aynen..