- bir dosta mektupbabamdan biliyorum sıcak bir selamla başlayan mektuplar üç gün yol gitse de soğumaz. nereden başlasam bilemedim üşüdü ne giydiysem içim,içimden usulca bir kalem çıkardım uzun zamandır tatlı bir gülüşün merhabasına uzanmayan ellerime verdim. derin çizgiler var ellerimin aynasında savaş sonrasına benziyor öncesi zor olsa da ama güldür bilirsin gülleri severken koparmaktır aşklar. kendime seslendim,sana söylendim biri gözlerimin önünde gülse,güvercin uçursa kalkar masadan ellerim, birleşip koşacaklar bilirim. ah!güzel dostum ne çok isterdim. koşmadım desem yalan olur/ güvercin uçurdum uçurtma yaptım gözlerimin gördüğü her yer benimdi kimse kimsenin sınırı değildi, yoktu sevmenin sınırı koşmanın bir gün gözlerinden vurulacağını hiç bilmezdim. bilmezdim uçurtmaların da kanatları kırılır/ bir daha uçamazlar. ah! güzel dostum bunları da öğrendim. yola düşecek bu mektup, sana vardığında yüzünü yaralara çevirecek çünkü pusula en çok yara yönlüdür / ellerine aldığında üç kez dön yüzünü güneye orada dağlar yüzleri kurak,elbisesi napalm kokuyor/ taşlar çatlamış yerlerinden kızların saçlarını saklıyor göreceksin! göreceksin bir kavalın türküsü nasıl dövüyor suyu! sudan çıt yok,ölmüşlerin diliyle susuyor../ hâlâ oradamısın diyeceksin,oysa ben başka yaralara / kendi yaramdan gitmişim ah!güzel dostum zaten kendimi yanımda hiç görmedim. aldırma sen,sararan yüzüm gelirsen yeşerir ıslak tutmak zorundayım,tutunmakla geçen bu hayatta belki üç güne bu mektup eline yetişir/ ah güzel dostum! beni üç günlük bir dünya diye kaç bin yıl kadar uzun unuttular,sorsan yüzleri dip-diri aklımın evinde ara sıra gözlerime uğruyorlar aklımdan sarkıp yaş düşürmeye. canım dostum! sır bozuldu tesbih dağıldı nar çatladı eskimedi yine de ölümün tadı. yaşamak bozuk saatlere ahenk,dilediğinde duruyor. harflerden değil,yaşlardan yazdım sana ah!güzel dostum senden başka öldüğümü kimseye diyemedim.. ’ yüksel batu |