Tütün Kokusuşimdi ayrılık hikayelerine yazılıyor adımız karanlıklar yutarken çığlığını kadınlığına diz çöktü tövbeler eksilen gece vardiyalarında boşalan adamlar cümleleri eksilirken dönüş kapısında çizdiler ölümü duvarlara yarasalar tenini sürerken avuçlarıma penceremde ciğeri yırtılan kuş ölüleri solgun saçların rengi her yemininde yürek sancısına tuz basan sevgili şimşekler yalarken dağların eteklerini hüzün suya, suya gölgen düştü sanrılar öptü sızlayan dudaklarını söküp saçlarından rüyalarımı alıp giden ay çığlığımı bırakırken ceplerine yıkadı şiirleri gözyaşları yağmur yağıyor nefesim gibi kesik kesik zaman dakikaya çakılmış bir yalan soğuk bir esintiye teslim omuz başlarım dudağımda açmayı unutan bir tomurcuk gar kaldırımlarında ömür sökerken vedalar nefessiz son yolcusu ömrümün boyun çukurumda elleri tütün kokan kadınlar yüreğini sürdü kaldırım taşlarına kül tablasında titreyen bir duman çatlamış bir gülüş konulan son nokta hoşcakal mayıs çiçeğim umuduna hüzün sürüldü doğmaktan korkan kızların ana karnında emzirsen ayrılıkları ufalır gölgen korkak ayak seslerinin ürkekliğinde çıkar annesinin koynundan intiharı düşler uçurumlarda perişan adımlar şair ömrünün son yolunu her yer harf yığını her yer sayfa ölüsü ayaklarında ağırlığın duvarlarda el izleri yokluğunu birleştirirken kaldırımlarda sövgüler boynu bükük kalırır kül tablasında beni nefret çığlıklarıyla bırakın uçurumlara |
Hayatı ve adamlığı anamızdan süt emerken öğrendik diye haykıran dev bir şiirdi bence.
Lemidem yüreğin var olsun.