Isıtma isyanı mı ?
yar adına yüz sürmekse Araf ,
yollar mürşidin, gözlerim de mumsema geçmişi hayal gitmeyi kader sayarken saçlarında gusleder rüzgar yataklarda beslerken günahı gece ölümü ilmikler boynuma şiir koktu sensizlik kurşun yarasından ağırdı harflerde savruluşum kalem ateşlerde gururum sürgün ayaklarına yüreğini bırakıp gittiğin kahpe kentin karanlıklarına nasıl yaşarım adını sen koyduğum yalnızlıkla yıldızları perçeminden düşüren ay cehenneminde cümleler tarumar Feryat soluğunu verirken kapında Karabasanlarım muamma satırlarıma aklımın kıvrımları Varlığını atıp da aşkın darboğazına kan bozumlarında düşler zaafım gecelerimde deli isyan intiharlar tetikler yokluğun çırpındıkça gözlerimde hayalin içimde Meryem’in duasında yangın gözyaşlarım yoksul, adın bozkır mevsimlerde sarı figan şiir soyunur ömrümün sokakları fikrimde infilak etmişken yokluğun gidişine sükût eder dilsiz şafaklar postallarında vurulurken sokaklar dudaklarıma mühür tükenirken ömür kirpiklerine tutunan bulutlarda sağanak güneş adını unutup göç ederken tepelerin ardına Çevrildi şehrinden ölümlüler Cinnet yüz sürerken adını verdiğim taşlara izin kalmışsa bastığın topraklarda bakışların karanlığın inin de boğarken vedaları fısıldanır adın biçare Tanrıya adanan mumlar düştükçe dilleklerime adımların vurulup düşer satırlarıma dilimde üşür mevsimin Rabbime isyandır yokluğun da bulutlara şiir sabahlara tensiz düşmek sustum gölgen çekilirken üstümden, yokluğunun cehenneminde yanmak alnımda adın varmaksa cehenneme şule inkar eder, tenimdeki ateşini adınla kapanırken gözlerim yollara sebebim değilsin çırpınan yüreğimde sol yanımda isyanlar rüyaları hayal hayalleri rüyadan sayıp ayrılık rahmine bırakıp tohumunu dilimde kutsadıysa gidişini varlığını alıp da getir demiyorum sevgili yüreğim titrerek saçlarında vurulurken ellerim ölümü koklat boyun çukurunda |