Kırmızı AbajurŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kızıla boyanan bir geceden
Duvar renginde düşler kuruyoruz, duvara bakarak
Çubuk kraker tadında çocukluğa dair özlemlerimiz var Bir de rüyalarımız var Uyandığımız halde morfin etkisi yaratan Gece oldukça kırmızılaşan kadınlar var Gökyüzü gibi Elleri mavi o kadınların Her gün gülümsemelerini boyuyorlar gökyüzüne bakarak Kusursuz elleri Bir o kadar da zarif çizgileri var Duvarla konuşurken Düşler vuruyor yüzümüze Duvardan duvara gibi dünya, daracık Oysa hayaller dışarıda daha güzeldir Daha günlük güneşliktir Daha başkadır dışarıda hayat Kırmızı bahçede daha güzel durur mesela Çamaşır gibi asmalı düşleri bileklerinden Güneşte kurumalı hayaller Suya düşmemeli Küçükken Japon bebeğim vardı Ondan daha büyük ama ona dair hayallerim vardı Sonra kırmızı saçlarımı denizle yıkamak Tuzundan bir avuç içmek Tansiyonu düşmez bir daha hayaletlerin Kırmızı dudaklarımla kırmızı kelimeler kurmak isterdim Renksiz olan her şey için ölesiye konuşurdum Öldüresiye yaşardım Bir elim katil olurdu Bir elim çok üşürdü Ölen herkes için az daha ölürdüm Ne tuhaf, martılara üzüldüğüm kadar kuşlara üzülemedim hiç Martılarda hep yarım bir şeyler gördüm, kendim gibi Kuşlar tam tamına özgürdü Yaşanmamışlıklarımı içimde yaşatırken eskiyorum Gözyaşlarımı martılara borçluyum, rengini denize Rengimi odamdaki abajura Renksizliğimi ölen hatıralara Biriken her şey biraz renksizleşiyor Ellerim birikti, tutamadıkça Tutunamadıkça zaman geçti, yaktığım tüm renkli mumlar eridi Dünyayı ışıtamadan Hayatla hiç şaka yapmadım Hiç dalga geçemedim mesela Her mecazın içinde bir dalgalanma, bir duygulanma sezdim Güleceğime ağladım, bolca Gülenlerin yerine de ağladım Doldurdum dünyanın tuz kovalarını Rengimi kırmızı abajura borçluyum Mumlar eridi Sokak lambaları artık başkalarını ısıtıyor Başka kentlerde aynı şeyler düşünülüyor Ne garip konuşamamak Hislerle anlaşmak Ya da ölesiye saçmalamak Yırtık, pırtık hayalleri yama yaparak büyüdüm ben Biraz da bu yüzdendir tutukluğum Kimse idareli hayaller kurmuyor biliyorum Ve paylaşılmıyor Herkes fazla zengin, fazla cimri Yani ruhuna kadar yaralıysan Sağlam hayaller çıkmaz senden Hepsi delik deşik eski sızılara ait bir yarımlıktır Yarımı tamamlayan en önemli etken rolünü büyük bir cambazlık Ve vurdumduymazlıkla üstlenmişsindir Üstelememişsindir, fazla vakit kalmamıştır Acını sevmeye başlasan iyi edersin Acını sevmezsen şu hayattan hiçbir şeyin acısını da çıkaramazsın Kendini sevmekle değil, acımakla geçer o dolu kaybettiğin boşa zamanlar Ellerim de, kalbim de titremez korkudan Korkamamaktan titrerim ben Korkacak bir güzellik bulamadığımda tutar krizim Her gün nöbetleşe üşüdüğümüz kırmızı kadınlar var Kırmızı ojeli elleri Ne güzel üşürüz biz Tutunacak bir düş olmadığında gerçeğe yakın Ne güzel ölürüz Kırmızıyken dudaklarımız Yirmi Altı Mayıs İki Bin On Dört 17 40 Nevin Akbulut |