2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1048
Okunma
ÜÇ YÜZ…3
Taşlar…taşlar…taşlar…
Yanan taşlar taşar
Delik deşik dağ kusar
Vagonlarda kara vapur dumanı
Yüzü siyah tünel açlıktan yutkunur…
Ölüm senfonisi ıslık çalar
Çalkalanır yer
Ve sarı baretliler uygun adım
Çelik kazmalar gibi sipsivri…
Terindeki ekmeğe helal bir alın gerek
Zeytin renginde katık
Bir çocuğa harçlık
Sırtı kambur yaşamadan meydan okumak…
Son kez bir güneşi izlemek derinden
Tek dal çığaranın dumanını salıp maviye
İnmek en dibine dibine
Kör olası vardiyaların işbaşlarında
Dalıp gitmek de var çıkmaz sokaklı dar yerlere…
Ama akşamlar kara sürmeli
Dudağı ıslak bir o kadar yorgun
Kendi tükürüğünü yutkunmak
Kararmışken gök kararmışken hele de yüzler
Ecel gelse ne fark eder…
Yaşarken ölmekte bir
Göre göre gölgeli bir mezarda yürümekte
Taşlar…taşlar…taşlar..
Boşu boşuna tutuşmaz ki
Yanarken ocakta canlar
Aş pişer, duman, duman duman tüter
Dışarıda ölüm telaşı bir yaşamak bekler…
5.0
100% (8)