2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1140
Okunma
ÜÇ YÜZ…2
Karnı aç dağların açık olur hep ağızları
Ağır bir nefes kokusu rüzgarla bir olur savrulur
Ağırdan ağırdan ağıtlar yükselir
Bir kayalığın yarığından havalanır duman….
Ocaklar tütsün diye
Gündüzler gece kesilir
Göğü yok
Sonu yok
Kazıldıkça yeri, biraz daha yaklaşır ölüm…
Sefer taslarına doldurulmuş umutlar
Vardiya sonraları yeni baştan yaşama dönmek
Güneş küskünü tünellerin dişleri arasından dışarı fırlamak
Her defasında silip alnındaki karayı
“Bugün de ölmedim şükür…”
Yarına… yarına… Allah Kerim…
Rus ruleti sonunda biraz avans almak
Ya da bir maaşın ilk parasıyla dondurma almak çocuğa
Ya da yorgun argın çaldığı kapının eşiğine sarılmak eşine
Koltuk altında iki ekmek bir paket kuru çay
Yeniden eve dönmenin mucizesini iki soluk tatmak…
Yine de hep dakiktir ayrılık saatleri
Zamansız saatlerde kömür kokulu ecel servisleri
Götürür durmadan dünden açılmış mezarlara
İşte bu yüzden belki de cılızdır baretlerdeki aydınlık
Yaşamla ölüm sığınmışken güneş küskünü tüllerin derinine …
.
.
.
" aç , argın , ayrılık ,
belki , bir , daha , ekmek ,
gece , güneş ,
hep , iki ,
ilk , nefes , olur ,
ölüm , yorgun ,"
5.0
100% (9)