"Bir senfoni vardı kulağımda çalınan, Bitti artık hepsi.... "
/ Nazım Hikmet
...
I
ne zaman bir şemsiyeye saklayıp yüzümü ağlasam -su sızdırıyor lastik çizmelerim kaldırımlara- yağmur tutuluyor kirpiklerimde çocukluğuma kadar suya batıyorum gri şehrin labirentinde
II
ah.beyaz bir kuş kadar hafif göğe salmak istiyorum ruhumu belki minicik bir nedime sevaplarımdan tutar bulamadım tenime toprak kadar vefalı eller belki kedersiz bir çiçek saçımı okşar bir melek rüzgar üflemeli şimdi yoksa şiirler yarım sevdalar bu acılar -beni oyalar-
III
ve ben ne zaman ağlasam seni ağlıyorum kundaktaki sabiyi Meryem’i Muhammed’i
ve koca ağızlı bir canavar sayıyorum güneşi sırtında firavunlar katar katar ölmek ne aydınlık bir gecedir belki deyip ben beni -ben bizi ağlıyorum-
de_soulmate
*Olgun Onur hocama seslendirmedeki emeğinden dolayı şükranlarımla...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
su not(a)ları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
su not(a)ları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
gözyaşı ne menem bir ilaçtır, bir çok ateşe su olmuşluğu ve envai çeşit kiri temizlediğini bilirim de nereye kadar ağlasak insan olmanın kirini temizler işte onu bilemiyorum, zaten ötesinde nöbeti toprak devralıyor
uzun zaman olmuştu Olgun Onur sesi duymayalı kanun eşliğinde ziyafet olmuş
kaç şarkının içi boğulur ki insan kendi yatağına girdiğinde başını bir yastığa yaslar da asıl başını yaslaması gereken yerlere mayın döşeli olduğunu unutur çoğu zaman
imge küser simge kusar ayrılık her zaman olduğu gibi en içten dilekleriyle gecenin tam dördüne zehir gibi çöker
yok arkadaş ölüm çok anlayan yok ayrılık zaten zifir
ah o güneş çağlayan o güneş ki santim santim kaydı gitti gökyüzünden doğası değişti iklimlerin nazar boncuğu niyetine bir kaç damla tuzlu göz yaşı gerisi alabildiğine söz yaşı ..
bu şiir demirden bir yumruk gibi oturdu yüreğime ve ben senin şiirin senin gibi çağlarken fotoğraflara saplıyorum göz bebeklerimi..
sırtımda çuhadan gömleğim ayağımda altı delinmiş çarıklar kızgın günde göyünüyor
bir elim semayı avuçlayıp bir elim toprağı okşarken bir semazenin eteğine tutunup bir seni bir de bizi ağlıyorum
kıyısında kasvetler büyütüyorum bir nehirin türkülerin koyu tadı dökülüyor dudaklarımdan gün geceye dokunuyor ufuklarda içimde sonsuzluğun göçü başlıyor ve ben seni ağlıyorum.....
öyle bir şiir di ki okuduğum dinlediğim sayfalarca yorum yazdırası tadıyla gönlümüzde yer eden oldu dizeler...
yağmur tutuluyor kirpiklerimde çocukluğuma kadar suya batıyorum gri şehrin labirentinde
II
ah.beyaz bir kuş kadar hafif göğe salmak istiyorum ruhumu belki minicik bir nedime sevaplarımdan tutar bulamadım tenime toprak kadar vefalı eller belki kedersiz bir çiçek saçımı okşar bir melek rüzgar üflemeli şimdi yoksa şiirler yarım sevdalar bu acılar -beni oyalar-
III
ve ben ne zaman ağlasam seni ağlıyorum kundaktaki sabiyi Meryem’i Muhammed’i
ve koca ağızlı bir canavar sayıyorum güneşi sırtında firavunlar katar katar ölmek ne aydınlık bir gecedir belki deyip ben beni -ben bizi ağlıyorum-
de_soulmate
Ustacaydı beğeni ile okudum Usta kalemi alkışlıyorum kalemin susmasın usta fon ve yorum mükemmeldi.......... Selamlar______________________________________
"bulamadım tenime toprak kadar vefalı eller" şiir bütünüyle süper lakin bu mısra beni bitirdi harikasın işte daha ne olsun perilerinden az bana göndersen ya :D sevgiler yüreğimden yüreğine .
Ağlıyoruz ve yalnız değilmişiz gibi oluyor.. Boş vaktim kalmasın, üzülmeye aralık bulmayayım diye bizim sokaktaki berbere çırak atadım kendimi. O da olmadı hiç.
Sahi, Nafile namazı mıyım ben, sen niye uğramıyorsun ki hiç mutluluk?
uzun zaman olmuştu Olgun Onur sesi duymayalı kanun eşliğinde ziyafet olmuş
selamlar...