Kayıtlara Geçmeyen Kayıp İlânı
Susarken yaralar yaşlanır
Ama ölmez! Hayatıma giren her kelime yeni bir hikâye boşluğu yarattı içimde Yüreğim delik deşik Kalemim bir daha yazamayacak hikâyeleri düşünüyor, susuyorum Çünkü yaralarım eşit değil yaşımla Susmalarım eşit değil söylemek istediklerimle Ama yine de beynimden silemiyorum acının bilincimde yarattığı zulmü Ne kadar ayakta durmaya çalışsam da O derece batıyor kırıklar Kemiklerim eşit ölçüde eşlik ediyor Eşsizim ben oysa Ne gidebiliyorum Ne ayakta durabiliyorum Özlemekten yaşamaya vakit bulduğumuz zamanlarda, Bolca, Seviyoruz! Severken hâlâ susabiliyoruz Ölüm saklıyordun dalgalarının arasında Kanatlarındı onlar Ölürken ses çıkaramıyoruz Seni bana getiren Aynı zamanda beni de senden götüren bir sessizlikte deprem oluyoruz, sarsılıyoruz İçimizdekiler çalkalanıyor, Eski eşyalara yeni yıkımlar gerekli, yıkılmıyor Yerlerini değiştirmeyi deniyoruz Bir daha öyle güzel ve şık durmuyor Yalnızlığa uzandığım son kulaç bu Dalgalara son kez kendimi bırakışım Bulmak istemeyince atıyorum kendimi elimde bir şişe gibi uzaklara Bulunmamayı umuyorum tekrar ve yeniden Son sessizlikti bu, beni sana yakınlaştıran ve uzaklaştıran Son yaklaşmak kendimle ve hayatla ilgili her şeye Son dokunuş bu, kendime dokunur gibi Hesap sorar gibi, sevemediklerimden Onun içindir ki; Ölürken affeder ölü herkesi Gelişlerinden daha sessizdi gidişim Artık hiçbir coşkuya yer yok içimde İçim içime sığmıyor diyordum ya Artık sığdı, küçülttüm içimdeki sana ait olan her bir duyguyu Daha az hissediyorum artık Bunu yaparken kendimi daha çok zorluyorum İçimde kalan o eski şeylere yeni anlamlar yüklemekle meşgulüm Yeni bir tarz yaratmak gibi Eski kendine Yeni varoluşlar lazım İçimle dışım bir olsun istemiyorum artık Yer değiştirsin istiyorum Çünkü sevemeyeceğim böyle içimi Özlemek; bir çeşit taviz vermektir Bu yüzden susuyorum Varlığımı ayakta tutan şey gözlerinle aynı renkte olan başka bir dünyaydı O dünya şimdi eridi gözlerimde, küçüldü O yok oldukça ben kayboldum Kendi kayıp ilanımı o dünyadan duyuruyorum Kayıtlara geçmese de olur. Otuz Nisan İki Bin On Dört 11 30 Nevin Akbulut |
Bu yüzden susuyorum
Mükemmeldi anlatım severek okudum
Usta kalemi selamlıyorum
___________________________Saygılar