BENİ DÜŞÜNbeni bu sabah kaldırmışım iki kolumu da, tutunmuşum açık bir kapının üst pervazına gibi düşün beni bu sabah bir turna … geçen yüzyılın ortasında yazılmış bir romanın arka sayfasından başlamışım sanki okumaya da anlamadığım bir cümleye gelip saplanmışım gibi köşesinden yaprağı özenle katlarken düşün beni sancılı doğumlarıma giderken, yol yolumun yarısı gökyüzünde felsefe kuşları kanatlarını çırparken takılmadan mavinin bilinmez katlarının derinliğine kulaçlar boyu yükselirken bir yanım kuşbakışı ah masamın başında gülümsüyorsun gibi bu sabah. beni, hemen şimdi bırakmışım kendimi boşluğa da gölgesi sana vurulmuş bir bulutun dudaklarında gibi düşün, beni şimdi bir gökkuşağında … yeni öğrendiğim okul şarkısı, tellerinde bozuk düzen karıştırarak kumları sahilden, dalgalarını denizlerin topladığım her istiridyenin içinde bir inci tanesi mum hangisini aydınlatıyorsa orada bulmuş rengini hiç karşıma çıkmamış bu karanlıklardaki tünelin ışığı mücadelem yaşamaktan yana, özgürlük aklımda değil nelere gülüp ağlayacağız, neden olacak ölümlerimiz okunmamış hangi kitap, oynanmamış oyunlar seni çıkaracakmış bir gün karşıma düşünür gibi düşün beni beni yarın mesela göbek bağımdan hala bağımlıyım da atmaya çalışırken ilk adımlarımı yeryüzü ayak altında gibi düşün beni yarın sabah, vurma … CEVAT ÇEŞTEPE |
nelere gülüp ağlayacağız, neden olacak ölümlerimiz
okunmamış hangi kitap, oynanmamış oyunlar seni
çıkaracakmış bir gün karşıma düşünür gibi düşün beni
Sen herzaman ve anın her devamında düşün beni.
Çünkü ben seni imkansızlıklarda hayal edip,
Yokluklarda bile aklımdan çıkarmıyorum...