Bir Kuşkudan Ölüm
deniz kuşları deştiler beynimi
derin bir düşüncedeydim çamur rengi bir dalgayla kıyıya vurdu cesedim tek kurtuluş adasıydı ölüm dizginsiz rahvan bir kuşkuda vuruldu sözüm yoruldum... yollarla kıyasıya dalaşmaktan kafamı kaldırmadan geldim kapına ayakkabılarımı çıkardım sofrana ellerimi yıkadım gülüşüne umudumu hazırladım acına vicdanımı sundum uzak dağı oldum son düşünün sonsuz sınırsız soluksuz bir koşuda duruldu özüm soruldum... sisli soğuklarda sokağını arar karabasanlarda saatini kurar kurak yazlarda suyunu düşünür ilkyaz demeden duramaz saçlarının ıtırına akma zamanı şah damarımın doğum sancısıyla ölüm sancısı arası tek sancımdı yağmursuzluğun böyle sevdasız duraksız yüzü çorak bir neşede unutuldu sızım kırıldım... çiçekler sığınağı bir yankıda ısındı adım hangi sahipsiz ses bilmediğim bir köşeye hal hatır sorsa o anımda kaldım içimden yürüdüğün yolları haykırdım kıskandım bilinmezliği başka hayatlar vardı aramızda başka adresler başka anılarda solduk sarardık birden başka olmalarımız bile başkaydı birbirlerine başka bambaşka ayrılıklarda birleşti hayata ihanetimiz peşinen sabırsız bir suskuda bırakıldı izim vuruldum... kağan işçen... |
baştan sona şiir
saygılar,