Birebir
güvercin ölüleriyle dayandı kış
kar gözlerimde çığlıklarla birikti ellerim utanç içinde kirli yalnızlığıma ikircikli evler yokuşlarda kucak kucağa ağaçları kıskanıyorum düşlerimde bitirdiğim gülüşünün yerine soğuk vapurlar konuyor koynumdan içeri bütün denizlerde üşüyorum... mavisi eksik bir ülkede uykusuz ölümün dansına umarsız koştum ardından saçlarım asfalt rengi bir yağmurda yosunlu çizgi filmler eskittim oracıkta ayaklarındı kırmızı öykülendim şarkısı damla mırıltılı okulsuz bir kasaba yalnızlığıyla yandım uyandım dokunduğun herhangi bir anın varoşlusu yüreğim yoksunluk nedir öğrendim... kayalıklardan aşağıya doğru ayaklarım kumsala ermeden duracak şiirim bu kış annemi daha çok üzeceğim karşı pencerelerin sırrını çözemeden çocukluk şarkımda kalan tek gizini açılmayan gözlerimin aklı ihtiyar kaldırımlarda sıradan konuşma seslerine razı sonu arafta bir karanlıkla birebir... kağan işçen... |