BİR YAPRAK DAHA DÜŞTÜ
BİR YAPRAK DAHA DÜŞTÜ
Bir yaprak daha düştü; bahçedeki ağaçtan. Kış rüzgarı savurdu, attı bir dik yamaçtan. Üstüne seller gibi düştükçe yağmur, tufan, Yiten hatıra oldu: zaman içinde yalan… Böyledir hikâyeler, benzer insan oğluna, Öyle bir zaman gelir, veda çıkar yoluna… Fakat geride kalır nice iz, bırakandan. Bir çok Mustafa göçer, dünya denen bu handan. Bizimkisi Kırımlı Mustafa’ydı namınca, Her bir gün buluşurduk okullar dağılınca. Hiç bitmeyen sohbetler çaylarla yıkanırdı; Sözlerini dinleyen , “bir velidir” sanırdı. Gönül ehli mi kaldı şu dünyanın bağrında Toplardı kaç kişiyi on-on beş civarında. Hiç görmemiş Kırım’ı, anlatırmış dedesi; Anne dedesinin de varmış çok hikâyesi… Düşman sözü yazmazdı elindeki lugatta, Her bir adem oğluyla candan dosttu hayatta. Günler aylar peş peşe, unuttuk seneleri, Tek tütün illetinden hiç duramadı geri. Dalga geçti dünyayla, hiç korkmadı ölümden, Fakat hali yamandı, en sonki gördüğümden. Dertleştik uzun uzun bir Aralık akşamı, Sararan solgun yüzü üç kat etti tasamı… Bir haber geldi en son, çekmiş gitmiş dünyadan, Yüreğimi dağladı gazetedeki ilân. Fakat Dostum, beğendim mezardan sarayını Bu yıl Çine’de geçir sıcak Temmuz ayını. Adınla yaşayacak hem sevgi hem de hatır, Sen lâyık olmasaydın yazar mıydım bir satır. Selam söyle bizlerden fâni âleme bir bir, Bizi fazla özletme, rüyalarımıza gir. Ünver PAZARLI |