SADECE KİTAPLARDA KALDI UFKUM
“Hazan mevsimi rengi vursa erkenden yüze,
Ve ayrılık çağrıştıran türküler düşse lisana” Kimi hüzün kimi neşe…, dolup taşsa içdeniz Gözlerde dalgalansa gurbet manzaraları eşliğinde A n ı l a r k ı y ı s ı n a yavaştan dokunacak Bakışlardır bu demde engindeniz… -Emr-i hak vaki olduğunda in/sana Bitecek elbet... Çektiğin, çektirdiğin… nispetinde Acılar… Sabret Ey dost Kayıptasın…, ödeşmeden gidersen Borçların boynuna asılır ilelebet- *** Sıkışık bir şehrin durağanlığında Yalnızlığa kopçalanmış yürek Kıyısında ben D/okunma (yan)… Yabanıl ellerin ayaza çeken ayasında Uçuyorum kuşların arkasına takılıp Bende vakit göçe kurulmuş… Islık çalıyorum rastgele makamlardan Derleyip karışık Mezarlık boyunca uzayan Ki bastırmak için korkuları Gecenin bir vakti Düşünceler dağınık Yol karanlık Giderken tık tık tık Aklıma takılıyor ne çok şey Hiç görmediğim Sadece kitaplarda kaldı ufkum… *** Kimsesizlerle meskûn bir mahalde Yer yer kül olup çökecek bulutlar Kurşun ağırlığında sineye ve bazen gökkuşağı Renkleri saracak ruhları kiminde Tarlasında..., yolunda..., tezgâhında çokları Ter içinde, helalinden nasip umarken Ve bir başka mevsimde Ve donarken Bir başka yerde Hani, buz tutarken Balıklar Balıkçının ağında… Bunalım takılanların sıcak Mekânlar üstlerine çökecek Bu asırda Ki doğacak yepyeni çaresiz hastalıklar… Hatıra gelecek her şey göz yumarken Bir bir ve durmadan, hiç sormadan Acıtarak içinde insanın bir yerini *** Nihayet… Ağrılar kuşatacak kimini ebediyen “Gönül derdi”, diye imlenen... Büyük yalan Kimini hep savuracak Ki eğlencelik duygular Kuş misali uçacak avucundan Uyuyan ben uyanamadan Koca bir hayat… |
hen anı her günü bir başka manzara
bazen hayalin peşinde bazense ihtiyaçların koşturmalarının gafletinde
ve hazan dayandığında mevsim
gönül dünyamızdaki akisler izler silinmeyen sesler ve hayatın gayesi lazımı muktezası gerçekleriyle yüzleşmenin verdiği buruklkuk
bizi tefekkür aleminde gezdirdiniz
tebrikler teşekkürler selamlar