39
Yorum
44
Beğeni
5,0
Puan
4588
Okunma
-Saçlarımı tarıyorum, örüyorum düğüm düğüm
Lapa lapa yağsa da kar görülmemiş hasta olup
Bir defa öksürdüğüm-
Arıyorum her yerde...; her araç bana meşru
Hak düzeni yıkmak için hummalı tavırlarla
Kaybettiğim şaşaayı -önceden sürdüğüm-
Nice masum insanın ve garibin hakkını
Ç/almış dedem, sonra babam, şimdi ben
İşte onu
Arıyorum...
İsyandayım, bu elimden yitenler için desem
Alışmışım, soframda kuş sütü-bal görmesem
(Yemesem) aç kalırım...
Hiç de hak etmemişim, terimi dökmemişim
Ne gaile çekmişim ülke için, can için
Ne suyundan içmişim Sakarya’nın, Meriç’in
“Dert değil,” deyivermiş Londra’da gezmişim
Paris, Roma ve Newyork
En sık uğrağım olmuş...
Oldu mu ya biri geldi olmazları oldurdu
Bizi, nahak bölüşerek acımadan öldürdü...
*
Sen tarlanda, çiftinde-çubuğunda güneşte
Sen düdüğü ötünce vardiyada koşturan
Bir fabrika hangarında, üretim bölümünde
Sen nöbette, sınırda; vatan görevi diye
Ölmeyi de bilirsin; ben vicdani reddeyim(!)
Ya da babam -önce dedem-, sonra annem
Devlette
Devletten daha evvel bizleri düşünmüştür...
İşin ne ki; başkaca... ne bilir; ne umarsın?
Bir ev, iki odalı
Bir yürüyen araba...
Kusura bakma amma sen doğuştan maraba...
Anlamsızdır sözlerin olsa da pek ağdalı…
Ben geçerim mest olup sofrada bir kadehle
Hadi canım al yükü vur sırtına
Çarçabuk atı dehle...
Kaç kuşak gerek bilir misin değişim
Ve dönüşüm geçirmene
Bedeninden, beyninden eskiyi göçürmene
Ahfadın öğrenecek ben gibi yaşamayı
Belki bir asır sonra...
Onu bilmem
Bildiğim şu; ben asla senin gibi
Bir lokmaya, bir hırkaya “eyvallah” da diyemem
Ben, sen gibi kulların sırtından geçinmeye
Alışmışım, -bu hakkım...- yaşadıkça binmeye
5.0
100% (45)