SARI PERDELER...SARI PERDELER Her damlan bir ırmak yakar Ağlayışların değerse eğer toprağa Kan döker kara bulut Tutuşur gök, küle döner asırlık orman,,, Avuçlarında gelincikler Parmaklarında taze bahar Kokun gelip yaslansa omzuma Ve ben bir kelebeğin kanadında kaybolsam Mavi düşler kursam örneğin masalımsı… Sen olsan peşine düştüğüm Karlı kaldırımlarda ayak izlerini sürdüğüm Köşesinde durduğum ahşap masam Okuduğum kitapların arasındaki yapraklar Ve güncesini tuttuğum sensizlik takvimi Kerpiç duvarlarla bir olup bu kadar toprak kokmasa A R A L I K Aralık kalan kapımda bu kadar üşümezdim belki de II Şimdi sil de kirpiklerini Demin gibi gel …içtiğim çaya, aldığı nefese karış Kahvemiz olsun kırk yıllık sözümüz Eskiyip kurumasın kenarına oturduğumuz cılız dere Sen gel…Can evimde kal bu akşam… Susup bir mumun kıyısında Ya da göğe bir harman yerinde bakıp o gökyüzüne Sevdiğimiz yıldızları kutsayalım İki kişilik dilekleri bir yerde birleştirelim Ya da ya da… Ne bileyim işte bir şehirde iki kişilik üşüyelim İçimizde yazdan artan güneş IŞIKları… III Neyse ne işte… Biraz daha tütün biraz da sen dolduram tabakama Sarı perdelerim alışkınken yokluğuna Çok dumanlı bir pazartesi işte yine sensizliğin bir sonraki mevsimi Değişmeyen tek şey sanki bu LANET OLASI şiirler Yokluğundan bana tek düşen bu durmadan öksürükler gibi… Neyse hadi git sen de nefesim gibi benden Ama sakın kirpiğinde yağmur artığı kalmasın akşamüstleri…. |
oldukca hoş anlatımlı
melek kadar saf ve tamiz
duygularla yazılı kutlarım
salim erben