GelinmelerŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Kadınlar öldürülüyor ve ayaklarının altındaki cennet’ten bahsediliyor...
Ben ki hiçliğin tekerrürüyüm üzerinize afiyet
çünkü giydikleriniz sizden lezzetli dili yok dediklerinizin zevki yok sevişmelerinizin yaşamlarınız çoktan yaşanmış duvağından sürülmüş gelinlerin güz-görümlüğü, leşi-bir-yerde düğünlerini anımsıyorum. Kimi zurnadan evvel sarhoştu kimi davuldan sonra rakkase... İyi bilirler kadınları öldürmeyi - Allah’ları var... Düğmeleri çatılmış gömleklerinden ter bağışlardı kızıl, yeşil ayın her parseline... Kimi de -üşenmeyip- dağları evcilleştirirlerdi. Ama gelinleri biliyorum... Hayır kadın değiller, bacaklarının arasında pıhtılaşmış bir uzuvdu tüyleri... Çocuk... hiç değillerdi... Onlar gelindi... On üç, on dört yaşının şaşmaz aritmetiğinin kerrat cetvelleriydi... Hangi mezar haykırmıştı anımsamıyorum Ama biri uzaklardan "o gelini göğsünüze gömün" demişti... Sizler, koca kentlerin allı morlu ışıklarının duyarlı aboneleri... Bu yaşlarınız kaç çocuğun gelinliğinden dikilmiş? |
Biz "başlık" deyip mal gördüğümüz kızlarımızı satanlarız
.
.
saymakla bitmez,
yüreğinize
kaleminize güç dilerim.