Cehennem kadar adilAvuçları var; geniş, nasırlı ve etsiz... Sökülüp atılmış hepsi bir parçasından meclisler yapılır, yeter sayıda insanlar seçilir! Bir parçasından yasalar yazılır, madde madde çizilir atomlarına bölünür... Bir parçasından madenler kazılır, insanlar gömülür diri diri seçilen seçilmeyen herkes çıkıp konuşur çoğuları susar, gözyaşları izin vermez... İki gözlü bir bisiklet süren çocuk tanışımık ölüler olarak bundan çok ama çok uzun zaman önce Soma adındaki bir kızın sokağından mavi yakalı kefenlerimizden yayılan kömür kolonyaları geçerken, çocuğun o zamanlar çocuk olduğunu bilmezdik, ölünce anladık... Dediler toprağın altı insan dolu bulut mu ki bu gök mü ki bu yağdırsın rahmeti? Nerden bilelim toprağın altındaki laneti... Eştik... Kimi kürekle, kimi kazmayla, kimi eliyle, kimi de gölgesiyle... ölüler çıktı resmi olmayan, bir zamanlar yaşayanlar çıktı radikal örgüte mensup olmayan; yüzleri karaydı tek... Elleri... Elleri maviydi herhalde... Ya da çay kokuyordu! Çocuğun bisikletinin odaları eşitti, insandan ve de hayattan da eşiitti... İmrenirdik! "Keşke" derdik bobinlere bakarken "cehennem kadar adil olabilsek" |