Yüklem Sokağı
Bulutları çıkart ki mavilerin yangın;
afaki bir düzlemde rahmine girsem sanki kadın... Oysa şaraba aşinayken kadehi kızıldan da kırgın... Bilirim duvarları; biraz un, biraz çimento, biraz tuğla ve biraz da kabartma tozu; iyice unut azizim, ellerin kül yutmasın; mazallah ayanın içine yayan ay kesilir... Bir de şöyle öp beni... yokuşları ezberleyelim birlikte uykudayken bile çıkabilelim sonra yüklemleri inkâr edelim; seni seviyorum değil de sevi seniyorum olsun... |