Hükümet ve Şiir ya da Mayısın biriŞiirin hikayesini görmek için tıklayın
Tırnaklarımı emziriyorum
daha iki yaşında taşı göz rengi Öyle bir güzel ölüyor ki kıymıyorsun ki doğurasın... Hem sonra sokağa cacık dökmüşler nasıl pis yazılıyor anlatamam; çıktım cama dedim ki, hayriye hanım, nedir bu şarkıların hali, belediyeyi arayalım da gelsin zehirlesinler. Kocasını çitliyordu balkonda, gözlerini tükürüp bebeği yutuyordu; ay benim saatimin kontörü bitmiş bir zahmet sen yalanla beyanatımı... Aldırmadım, dediklerini çıkarttım aslında çeyizlerimin içinden ama Taksimsemedim. O esnada başbakan bir ülkenin altyazısıyla görüşüyor muymuş güreşiyor muymuş anlayamadım. badem bıyıklarını silkeleyip maarif takvime bakmak marifetmiş gibi baktıktan sonra "son kullanma tarihi dolmuş anne ve babalarınızı hapishanelere bağışlayın." dedi. Sonra polis vapurları sıkmaya başladı bize dayanamadım cebimdeki martıyı alıp vapura doğru fırlattım. Şiirin Hikâyesi: Hikâye kısmına ne hikmetse eklediklerim çıkmıyor. Her haltı bildiğini zannedenlerin devrinde cehalet el üstünde tutulur. Aşağıdaki şiir ne denli anlamlıyla 1 Mayıs’ta Taksim’e 1 Mayıs 1977’de katledilenleri anmak için çıkmamıza engel olmak da o kadar anlamlıdır. |