Sel Günü
Et ve tırnak çarpışıyorlar
Sadece yok alınıp satılıyor pazar yerlerinde Kor gibi sıcak avuçlarım Aram açık güneşle nicedir Ferahlıyorum ahımın serinliğinde Yüksek bir düşten atılıyorum umarsız Ya düşersem diyorum güllerin üzerine? Ya kırarsam dallarını ansızın? İçimden ben geçiyorum Gökyüzün, yeryüzün oysa Kül döküyor yalnızlık elbiselerime Kal kokuyor her gitmenin sonunda Ne çabuk alıştım martılara Denize ve balıkların sesine Ağlara takılıyor ağıtlarım Duyulmaz oluyorlar Çarpıntılarım var dipsiz Eşkiyalar yol kesiyorlar benliğimin dağlarında Halâ görmedim gözlerinden güzelini Ve halâ görmedim gözlerinde güzelimi Şimdiye kardeşim Geçmişe katık Yarınıysa izliyorum uzaktan Pamuklara uzanıyorum Gömüldükçe gömülüyorum yumuşaklığın huzuruna Elimde rüzgâr uğultuları, Tenimde kadim yaralar Büyüyorum Hepsi akıyor içime bu gün Çünkü bu güne akıyor çokluğum Çünkü Sel günü bu gün... |