GÖNÜL ÇELENHani derler ; ’hoşça kal’ bırakıp giden eller Sitemim sana değil mevsimsiz esti yeller Sanki dalımdan düşen yaprak değil kağıttı Yağmurun her damlası suya hasret ağıttı Ben ki ;gök yarılırken tesellîlere koştum Aşk ve hüzün evinde serencâmında coştum Üzülmüyorum inan ! Düşe kalka yürüdüm Bir yırtık gömlek ile teni sardım bürüdüm Avluda salınırken salkım söğüdün âh’ı Her gün her saat vurur boynumdaki günâhı Sessiz sedâsız olmaz prangaya vurulmak Susmak son çare olsa adı konur durulmak Başı boş zindanlarda gamzeme dolar bir iz Vâr oluşun mantığı sabrımın sonunda giz Tespih tanelerinde çilem dolmak bilmiyor Susadığım musluklar yangınımı silmiyor Kuytu köşelerimde gece bakışlı rüyâ Tuhaf tuhaf bakıyor hayra âlâmet güyâ Uykum ranzaya hasret takvîmim anda kaldı Çölde bir yağmur yağsa vahâma haber saldı Ağuşlarım ağrıyor nerde yitik izlerim Nedendir düşmelerim hep kanıyor dizlerim Mahşere savrulurken zerrelerim ve külüm Titriyor sînemdeki aşk isimli ak gülüm Gurûbu sarmalıyor günü doğuran gecem Kırılgan ve nârindir solumda yatan ecem Kuyuna râm olmuşum alnım zaten pîrupak Gönül çelen Yusuf’um mızrâbım üstüne ak ..! |