VAHÂ// Susayınca uzun uzun susarmış insan Susuyorum derinden su diyemiyorum...// Her güzergâh bir miskâl anda durur vakitler Şeblerimden akıyor hıçkırığın öz suyu Çeyrek asırlık ağrı mihmânımsa akitler Ardım sıra koşuyor harlı ve derin kuyu Bozuk lisânım yetmez dillendirmeye âh’ı İnfilâk çiçekleri dört yanımı dağlıyor Hangi od yakar bilmem boynumdaki günâhı Menevişlerim üzgün gülzârım kan ağlıyor Öksüz yetim nehârım vahâm değdi geceme Ayın şavkı haylamaz titreyen ellerimi Güne küsmüşlük bu mu ? Bir çöl indi eceme Göklerim kavruluyor sızlatma tellerimi Yaralarım ağrıyor kavuşumsuz gâyeler Narkoz yemiş figânı şuursuz vaatlerin Bıçağın izi derin dizlerimde pâyeler En son demine vardım eşrefli saatlerin Taşa yansam derdimi taş yanıktır ezelden Mihneti omuzumda âşinâ hederlerin Sol kolumda bir ağrı vuslatımsa gazelden Nemrut bakışlı serâp ! Sahramda kederlerin Bigâneyim kendime müntehânın gizinde Gördüğüm her kuyuyu Yusuf’um biliyorum Aşk gömleği eynimde beş vakitin izinde Sayhâ sayhâ Yâkup’un sabrını diliyorum |