AŞK-I MEMNÛKuşlar taşınıyor incir ağaçlarından şah damarından vurulurken defne kokulu gün batımları Bir mendil ser efkârıma kuşluk vakti olsun Sana bir yol öreceğim saçlarımın t/ellerinden ki kırılsın kekre vakitlerin memnû rahlesinde aşk isimli muammâ Henüz erkendi yola düşmelerin üveyik kanadında saklı baharlarımın umut türkülerinden Ağlak serzenişiyle beklerken karayağız adımlarım gitmek mübah değildi pejmürde izler düşürerek sapaklarıma Yangınlar s/oluyor feverânımda makberin öz suyunu sağarken şakağımın çığlıkları göğsümden akıyor zemherinin ayazı Kır zincirlerini aşüfte kaçışlarının döşünden vurduğun kuşların hatırına dokun yarama ! Kavruluyor kaburgam arasında bir hâr ! Ağzından öptüğüm istasyonlar büyüyor yol hikâyelerinde Tek sarımlık nefes kaldı yitik gülüşlü dizlerimde kucakla ! Bir öksüz gelincik çiçeklenmek muradında sargılarımda Bırakma ! Yağıyor saçlarıma en koyu zemheriler Bırakma ! Ağıyor sol yanıma arnavut kaldırımlar Cemre ne yana aksa yine değmez toprağıma Bırakma ! Kanıyor derinden maim ile siyahım ’Vav’ sesiyle ölüyorum kapında imkân/sızım ! Sabrımı selâmetime sar aşk istiyorum... |