Ferhat dağları -1-sabah ezanında açarlar kapılarını tezek yakarlar sobalarında, ocakta is, duman yakar genizlerini yarınlarından gelir bir bacanın öksürterek tütmesi sararması kireç sıvalı duvarların acıyarak bakması ebe,dede fotoğraflarının derin bir yara gibi ne kadar dövülse de dövekle kar,yağmur sularının akması iri kara gözleriyle yaşını doldurmamış bebeğin melül,mahzun bakması sırtımızı dayadığımız ferhat dağları yad’a yabana otak yaban keçilerimiz kaçar geriye unlu,hamurlu elleri kadınların salınır mırık suya özü yitirilir acı terelerin serpilip yayılacak su terelerinin kaybolur alanları mor menekşe, yabani çiçekler geniş yaprakları arasında açarlar gözlerini ak meneviş sorar,gök menevişe sürmeli gözlerinden sızar bir damla yaş yapraklarına sürer ağıtı usul usul ağlar dağlardan dökülür taşlar yarılır dağ yağmalanır orman! süleyman hatıp’ın süleyman yani ümmügülsüm’ün kardeşi şehire okumaya gider yükler sırtına babası ferhat’ın dağlarını gecekondu mahallesinde erimez,ufalmaz dağların karı küçülür süleyman küçülür hatıp geri dönmez ferhat’ın dağı bilirim hangi gözlerde ölür umut hangi pencere pervazlarına bebe beşiğine, bebelere varana dek tozlar sıvanır gerilir aklın surları hangi ocakda köz harlanır da çipil yaban gözlerin biti kanlanır! vatan değil midir dağ? dağlar yağmalanır.. 4. 12. 2013 / Nazik Gülünay |
GÜLDESTE tarafından 12/7/2013 12:55:27 AM zamanında düzenlenmiştir.