Arama Hızı
öyküsü şimşekten üşürüm
duman saçlı ormanlara benzer yüzüm gün eskir mi demeden ağlamaya hazır sokak tozları yutup anılarda bile kokunu aramanın hızıyla gergin... gölgeler not ederim yüreğime ola ki yokluğundan da kaçıp sığınırsam diye çırılçıplaklığına gözümün önünü göremediğim temmuzlarda anlam arayışından korkan bir çocuk gibi kapı önlerine uzak... yakamı bırakmaman kışı öldürür içinden gemiler geçen şehirler kurulur umutlarda merakları biter aşıkların fotoğraflı donuk zamanlar düşer peşime gidersem seni sevmek adına kalırsam senin için rüyasız bir gerçeğe karşı... atları yorgun seferlerde sular içer uzak bozkırlara şehvetli koşar adım uykularım ses sağırdır düşmek bitmez bir türlü yer gelmez ellerime yine de yaşarım sabah olur da toprağın kasıklarında bir ot biter diye gülüşünde... kozu bulutta göğün bulutun yağmurda yağmurun özlemimde özlemimin yalnızlığımda yalnızlığımın kozu yok ölüm geçmez burda... kağan işçen... |