Cadılarsana ne çok ihtiyacım var şu anda cadılar bayramı da değil cadılar evde yine kuyruğunu sokan yılan pozisyonundayım biri susup konuşuyor diğeri şimdi iyi anladım bir bardak çay kadar yokmuş değerleri ipini koparan deliler dolmuş bu eve yazmazsam bütün melekler küser İstemedi ya artık Nazik köleliği bütün zehirlerini kusarlar ellerinde dolu kâseleri elimi kımıldattığıma pişmanım her biri için dilimi yorduğuma, tatlı bir tek söz bile söylediğime nasıl yumulurlardı kendilerine beni sürürlerken eteklerinde ellerindeyken boğazımı sıkan ipleri nasıl keyifle gülerlerdi ölüp giderken güzelim zamanlarım iyiydi küçük hanımlara hizmet ederken terse döndürünce devranı nasıl da arkasını döndü başcadı dili azgın bir boğa gibi ayakları hasmına saldıran bir düşman hepsi kardeşimdi kardeş! hoşçakalın dedim sadece çıktım arkama bakmadan! bıraktım az daha yolsunlar arkamdan tüylerimi zonklatsınlar beynimi ne çok ihtiyacım var sana gerçek diyen sesine ya da güllerle bezeli bir karta bir imzan bile yeter zarfın üstünde! 3. 12. 2013 / Nazik Gülünay |