YARIM KALMIŞ MEKTUPLAR...yarım KALMIŞ MEKTUPLAR... “Az sonra yitik yanlarımı birleştirip sana bir mektup yazacağım (belki…) boğmasa beni eğer üstüme düşen gecenin zifirisi…” Ağ gibi üstümü örten karanlığa inat Söylenmemişliğimi dökeceğim tüm sokaklara Son kasımpatılara kalacak parçalar Alabildiğince Sarılar bir mevsimin ellerinde Kasımlara sarılacak suskunluğun gölgeleri… İçimizden ilkbaharların geçtiği günün heyecanı Yüreğimizde binlerce yağmur taneli toprak kokusu Sırtımızda çimlerin yeşil bir sarılışı Karşımızda güneşin solgun gülüşü Oysa ne çok öpmüştük o sevdiğimiz gökyüzünü… Bilirdim hep sen pembeden çok maviyi sevdiğini Bir de üstümüzü örten gökkuşağını Yine de hoşuna giderdi goncaların kızılı Tenin alev olurdu o vakit ellerimi ısıtmaya Sen bilmezdin seni izlediğimi… Gül dikeninden boşalırdı kan Giderken sen Sehpamda solgun beyaz kağıtlar Naçar kalırdı çoğu zaman kelimeler… “ Toplayamazsın o zaman, dudağını kanatan notalar dağılırken ortalığa, masada küskün kağıtlar dilinde hüzzam söylenmemişlikler…Bir rüzgara kapılıp savrulurken takvimler, zarfların üzerine düşer ilk yağmur ,dağılır Ankara’da adressiz kalmış mürekkepler…Yine de sen üzülme bahar yüzlüm, benim karanlıkta bu kadar kaybolduğuma…” |
Özlem sitem hüzün yürek sesiyle anlatılan.
Umarım yerine ulaşır mektuplar tamamlanır aşklar.
Saygılar alkışlar İzmir'den.