Yalnızlık Kiri
uzun yorgunluğu tanımıyordum
gölgelere sonrasız yorumlu belki bir hafta sonu öğleni yarım bulutlu an kaçamağı ama en çok gözlerinin yalanı seslenirdi hıçkırığına zamanın bu muydu yağmuruna tutulmak en ince korkunun... sensizliğe alışalı sıkıcılaştım ölümdüm kendime aldatılmışlığıyla hayattı aramızda artık arasızız aramız yok sözle göğe gri turnaları unutmadan ama... hangi sokaktı unuttum tüm sokaklar sandım o ağaçlı köşeyi pencerenin demirinde unuttuğun parmaklarını giriş merdivenlerinde bir kaç serçe bakımsız selvilerde çocuk sesleri çaresiz beni anlayan son yalnızlık kiri ışıklarda terkedilmişlik vurgusu okudum bu ilkyaz soğuğunda kokusu sizsiz unutulmuşluk isteği bilerek ilk ve son mutluluğumdu bu uyku yerine küçük ölümdüm dışarı deyince kimsesiz çocuk parkı ağlamak kendine küfürdeydi sustum gitmedim güya beni sevmediğini sevdiğimi unutmadan ama... kağan işçen... |