Dirliksizlikçıkılır; dik yokuşlu çiğdem tepelerine üç-beş ağaç, üç-beş karıklık bahçe yeni filizler vermeye çalışır çirk kokuları duyulur arkasından eve girilir özlenilen yaşantıya gem vurulur girilmez yüreğe;dağ, taş, kayalar her şey dikine çıkılmaz yükseklere bulutlardan inemez mavi dağın doruğunda ölümcül bir kayada ahlatlar dönmüş sırtını alıç; ölsem, kırmızı gülecek taşlara sokulur akıl karıncalar girer bir kıyısından gidilemez, durulur ölü soğukluğunda dizilir evler üç- beş ağaç, üç beş karıklık bahçe aşılamaz bir delinin ettiği dirliğim nerde? armut, kayısı, vişne ağaçları ey! girintisi bol, keskin virajlı çıkmaz sokak dört duvar boğazlar insanı en insan yanlarıdır nerdeyiz? aşılmaz sallantıda çoğunluk bir gün patlar bu sönmüş yanardağ açığa çıkmak ister de kaynak kime güveneceğini bilemez gök aşırır göğe ereni kolay yakalanmaz, izi yitik çağ gerisinde bin adım bunu bağışlamaz Tanrı sorgular -nerde kaldınız? 30. 8. 1979 / Nazik Gülünay |