YOLLAR, YOKUŞLAR, YOLCULAR...
Yollar, yokuşlar, yolcular...
“o trenin bütün yolcuları sütten kesilmiş analar ve kucağından çocuğu alınmış köylü kadınlardı ve bir de adı ‘ben’ olan bir çocuk vardı...” -ey tren, hasretle bekliyorum seni, ilk yolculuğumdun sen benim. o zaman bir veda yüküm vardı, şimdi ise dinamit lokumu yüreğim, bakalım tanıyacak mısın beni. yüksek dağların düze indiği yerdi ve aç bozkırlar uluyordu o çocuk tünele doğru, sesi çıktığı kadar işte böyle sesleniyordu… ...derken.., tünelin içinden, bir gece yarısı panteri gibi fırladı kara tren tanımadı dünün sislerine saklı çocuğu, geçip-gitti üzerinden. geçen yıllar, yolların kesişme noktasına uğramamış olmalı ki ...tren görmedi bile beni, ezdi-geçti. ..., “yokuşun başı sokak tabelasıydı bütün hatıraların ve ışıksız lambalar, iki sıralı kaldırımsız adımlardı ve bir de adı ‘ben’ olan bir çocuk vardı...” -nerelerdesin sen sivri taş, dizimi ilk sen kanatıp ağlatmıştın hani. ve dik yokuş, o zaman bir soluklukken ne kadar büyümüşsün şimdi, beni hatırlayacak mısınız? şehir; ıssız yokuşun başına, bırakmıştı çocuğu kucağından nice bilinmezler gibi, bugün atacağı bu feryadı o gün duymadan… ...kim bilir.., şimdi bu şehir, dizimi kanatan sivri taşı nereye gizlemiştir ve kim bilir o yokuş, düş dünyamın hangi gecesinin şiiridir. okudukları kitapların, ‘hiç’ sayfalarında yazıyordu adım belki ...ne diye hatırlayacaklar ki beni. ..., “bulvar üstündeydi bütün sinemalar, ilk randevular ve dudak tiryakiliği gibi dudaktan tüten sevdalardı ve bir de adı ‘ben’ olan bir genç adam vardı...” -meydan saatinin gölgesi ve karaborsa biletlerin en pahalı koltuğu. siz bari tanıdığınızı söyleyin, dağılsın üstüme inen bu sevimsiz korku. tanıyorsunuz beni değil mi? oysa sinemalar yıkılmış, koltuklar çoktan silmişti numaralarını meydan saati dersen, yiten zamana atmıştı akrep ve yelkovanını… ...peki ya onlar.., o sokaklar, Ruhi Su türküleri gibi meşaleler yakan şafaklar ya o şafaklara doğru, yolları kol kola adımladığımız yoldaşlar. nerdeyse inanacağım, özel tarihimi bir sabotajın yok ettiğini ...hiç kimse tanımadı beni, hiç biri. * * * kayıp listelerinde bile yok adım/ demek ki ben o günleri asla yaşamamışım. yollar, yokuşlar ve yolcular derseniz/ onlar ya yoktular ya da ben hiç tanışmamışım. Cevat Çeştepe |
Sizin şiirlerinize yorum yazmak öyle zor ki...
Kutluyorum
Şiir ola