DALGALAR SAHİLE VURDUĞUNDA
kapıyı dışardan kaparken, anahtarı nereye saklayayım
paspas altına mı, pervaz üstüne mi. iyi ama ya sen gelmezsen ya da ben dönemezsem geri söyle sevgili, o zaman ne yapayım. * * * beklemek... şimdi sakin denizlere doğru uzatıp ayağını, martıları dinlemek. o martı sesleri ki uzak yolculuklara yol alanlara, uğurlar olsun ve bir gemiden sahile vuracak sıcak dalgalara, hoş geldin demek. /belki biraz sarhoş ve hayalperest, belki gülümseyerek/ oysa o dalgalar... ayaklarını ıslatmayacağını, sır gibi saklar yüreğinden her bahar. umut tarlalarının, ekini ‘sensizliklere’ boy veren mevsiminde hasat toplanacaksa eğer, onu da gelmeyişlerin bu çoraklığı yapar. /gölgesiz ağaçlarda kuru gözyaşları, ağlar çiçeksiz dallar/ ya gelmeyişler... bütün bekleme salonlarında sessizlikleri dinler, aynı sessizlikler. ne dalgaların ıslağı vardır ayaklarda ne de çığlıkları martıların finali hep aynı filmleri gösterir, gözler önündeki buğulu perdeler. /hem ne fark eder, farklı olsa bile bütün seyirciler/ kış manzaraları... silinir harflerin şekli saatler üşürken, notalar ne kadar yabancı. ne okuyabilirsin yazdıklarını ne de bir şey anlatır dinlediklerin mum ışığını ölüm gibi söndüren rüzgar, parçalar bütün atomlarını. /oysa çocuklar ne güzel çizer, karanlıkta parlayan yıldızları/ onun adı umuttur... yeter ki güneş doğsun üstüne, nasılsa her dün kendini unutturur. hasret, ilk ekmek kokusu gibi yayılır ya fırından, işte o zaman çocukların çizdiği o yıldızlar, güneşten de parlak bin umut doğurur. /birazdan bir vapur geçer açıktan, dalgası ayaklarına vurur/ * * * .....işte böyle canımın içi…, mevsim bahardır, dalgalar sahile vurmuş, ayaklarım ıslanmıştır. belki bir erguvan dalı çalar kapımı şimdi, renginde sen olursun bugün hep evdeyim bekliyorum canımın içi, hadi gel ne olursun.... Cevat Çeştepe |
Teşekkürler üstad.
İlyada odyssiea(N.D) tarafından 10/24/2013 5:47:26 PM zamanında düzenlenmiştir.