Bilseydi Seni BeniYollarım hasret dolu benim Seni bildim seni, yalnız seni Bilsen ki buğuludur gözlerim Yağmurlar seni onurlandırırdı Bilseydi bulutlar, bilseydi seni beni Ne çöller ıslanırdı ne kuraklar Ömrüm bir çay kaşığı kadar kısa İki şeker atar karıştırırım Gözlerin vardı sevgilim Kadıköy Rıhtım dan bana bakıyordu Bilseydi martılar, bilseydi seni beni Ne denizler aşalardı ne okyanuslar Kader vardı, Sayın Tanrı’mın gazabı Alıveriyor seni ve ellerim boş. Daha neler Öyle hoştun ki, dolgun göğüslerin-güzel dudakların Derken sevişmek bir kez daha yürürlülüğe giriyordu Kadıköy’de Bilseydi insanlar, bilseydi seni beni Ne sevişirlerdi daha ne de severlerdi Bir miktar çeliğim var atölyemde Sana ısıtır sana soğuturum Bir gece yarısı uyanıyor yüzümde kan-ter Göğsüm çelik miğfer, rüyamda sen Bilseydi hayaller, bilseydi seni beni Ne var olurlardı ne de güzel... Şimdi gidiyorsun uzak diyarlara Ve biliyorsun, yalnızlık benim başkentimdir Seni uğurlarken düşman oldum bu şehre Varsa yoksa sen dolsun gözlerim, ağlarım biraz nasıl olsa Bilseydi ayrılıklar, bilseydi seni beni Ne giderlerdi ne de dönerlerdi… |