ahmet'le konuşurken...
Olmadık yerlerde gülesim geliyor Ahmet
Olmadık mekanlarda ağlayasım Duygu sirkülasyonu yaşıyorum herkesten habersiz Kalpsiz sanıyorlar Günlerce beklediğim haberi aldığımda ya da Özlediğim bir sesi duyduğumda Bir durgunluk çöküyor üstüme Bir rehavet Bir huzur Umursamazlıkla suçluyorlar Umurumda mı Ahmet? Değil! (yani onlar, şahıslar) Misal mektup yazsan bana (Olacak şey değil ya!) Sanma ki yırtarak açarım zarfı Bir resmini çizeyim o anın sana Bakmayı unuttuğum posta kutusuna kayar bakışlarım Zarfların arasında parmaklarım A bank B bank fatura Malum bankalar artık en yakınım O ne ya! El yazısıyla yazılmış adım Allah’ım Allah’ım! Gerçek olamayacak kadar ütopik bir rüya Beş katı koşarak çıkarım Anahtarı deliğe sokarken fırlar ayağımdan pabuçlarım Çantamdan çıkardığım çakmak ve sigara Buluşurlar vefayla Ve yayılırım en rahat koltuğa Ellerimle tanışır kaynaşır yazdığın duyguların (Eşek değilsin ya Bir kaç duygusal cümle kurarsın illa Sevgili kahramanım) Beklerim yavaşlasın kalp atışlarım Sonra… Yani Ahmet Adını anınca Aklıma düştü yine Genç kızlık hayallerim Yıllar sonra yazdığın romanı bir günde bitirdim Tekrarını iki gün sonra Ama Kesmedi bu kavuşma Diyorum ki sesimi artık duysan da Cisim kazansa varlığın Anlam kazansa..! Hatta Bir kitaplık malzeme var bende dinlersen Arada şiyir de yazıyorum Sonracımına... yine nerden geldim bu noktaya! olacak iş değil Ahmet! sanat kariyerimi baltalıyorsun! |
dinler mi dersin,
ya da açıp okur mu mektubunu,
tebrikler kanki,
sevgimle..