kaburga kemiği
uykusuz
iki lav gölü kehribar gözleri dağları gizleyen bulutlar gibi tedirgin hârut - mârut misali baş aşağı asılıyor sanki pişmanlık kuyusuna karanlık içiyor tüm bedenini ah kaburga kemiğinden havva’yı yaratanın aşkına geceyi bir atlatabilse zaman volta atıyor bitkin topuklarında Âd kavmine verilen yedi gecelik ceza gibi biteviye bir kasırga eza çekmekte yudum yudum ah Allah’a en yakın yedi melek aşkına "aşka karşı çıkmak nefsin işi " değil mi sıvarken sağı solu yağmur bulutlara gömülüyor yıldızlar bu bekleyiş sağır ediyor yelkovan bile "aheste çekiyor kürekleri" ah bir şafak inse mikail insafa gelse gem vursa çıldırmış göğe yeniden gizlense zühre yıldızı umut tomurcuklarını salsa koşsa atılsa kollarına pişmanım dese dese dese ağlasa ağlasa ansızın dursa dünya soluklansa zaman yarin koynunda doyasıya uyusa çok kıymetli seçici kuruluna ve sevgili edebiyat defteri aileme sonsuz şükranlarımı sunarım ne mutlu şiir dostluğu... gönül gençyılmaz |
soluklansa zaman
yarin koynunda
doyasıya uyusa
Buna gerçekten ihtiyaç var, "" ansızın dursa dünya"" azgın kavimler yine katliama başladı masum ve biçare insanlar katledilirken zamanın durması daha evla saygı ve selamlar.