Eski yüzümüzü unuttukgeniş alanda dar paslaşmalar yüzlerine çarpıyor topun rüzgârı rüzgâr parçalanıyor, yüz duruyor işinde genişliyor para alanı insan uçuruluyor ruhundan kat kat asansörlerde temiz alanı daralıyor yüzün parayı alıp, ağartamıyoruz alnımızı gittikçe dar alnımız, gittikçe insan sığmaz o Atatürk alnını özlüyorum senin kumral saçlarının rüzgârı üfürdüğü bir çocuğun annesinden şeker aşırdığı duyguyu açılmaya çabalanan kilitli kapıları kilitli yüzleri bakışlarında aşk yazardı hani her adımında çocukça sevgilerin mahrem hayalleri dar odada geniş mutluluklar sokağa taşan şarkıların hüznü diğer odaya geçememenin acı burukluğu böyle başlar hayata arkasını dönüp gitmekler geride bırakarak yüzündeki gerçeği hep bir maske takarak paradan, puldan ya da yeni alınacak eşyalardan, evden sonra terfi ederek yazlık düşüne tercih ederek sevgiliyle geçecek anlara kadeh tokuşturmayı ölü insanlarla ne’lerle değiştik bir yer minderinde özlediğimiz yarınları avucumuzdan düştü gül’ler şiirlerde görünür hüzünlü yüzü eski yüzümüzü unuttuk sevdiğim anılarda bir müzik çalar artık teselli vermez yeni notalar ne kadar uzaklarda lime lime sevdalar! 20. 8. 2013 / Nazik Gülünay |
özlediğimiz yarınları
.....
Harika ifadeler geçmişe özlemi içeren.
Yürekten katılıyorum ve kutluyorum arkadaşım.
Sevgilerimle...