KAYSI DALLARI...KAYSI DALLARI... gelip geçerdi solgun yüzlü çocuklar kirpiğimin avluya bakan kıyısında duruken dut ağacı kaysı dalında sallanırdı boş beşik rüzgar öptükten sonra yeri, solurdu toprak kokusunu uyutulurdu kavruk niniler ağustos sıcağında yutkunurdu bulut kuruyan nehirlerin daralan kıvrımlarına... teslimiyetin güncesini tutmak kerpiç evlerin harçı gezinir hep kireç yüzlü duvarlarda beyaz gölgeler fitili düşmüş bir gaz lambası emzirir geceyi kapalı bir sandıkdaki kundak uyutur suskunluğu çöktüğünde karanlık çetrefilli bir çaresizlik başlatırdı duldasında tütün saklamış çoban dertli pınarda üstüne örtmüş dolunayla koyun koyuna... mahpus bir yalnızlığın türküsü yankılanır dağın eteğinden karanfil kokulu serin esintilerin dinginliği sararken etrafı ben işte o zaman kaçıp saklanırdım çeşme başına çılız bir su şırıltısı senin sesin olurdu ben kuruyan sarı otlarla bir olur dinlerdim seni kurak bir çoğrafyayı yeşil rüyalarla sulardım gözlerimden sen akardın kururdu dudaklarım ben aldırmazdım ne gelip geçen solgun yüzlü çocukların sevincine ne kaysı ağacında sallanan boş düşüncelerimin beşiğine.... ETKİLİ MAVİ YORUMCUM SEVDALİNKO....TEŞEKKÜRLER .... bu güzel sözlerin yorum gibi kalmamalı...beni onurlandıran şaire teşekkürler... -İYİ Kİ VARSIN SEVDALİNKO- çılız bir su şırıltısı senin sesin olurdu sen çağlardı aslında yüreğimin çaglayanları kavruk agustoslarda bir esinti olurdu sensizlik odamda.. penceremin kenarında asılı dururdu yalnızlık... sinerdi sen sen sen kokan düşler yatağıma... ben kuruyan sarı otlarla bir olur dinlerdim seni kurudukça sarı otlarım sözlerin yeşerti içimdeki umutları.. gözlerimden sen akardın kururdu dudaklarım ben aldırmazdım çekerdim içime yar seni sensizliğe inat türküler yakardım özlem dolu dizelere çarpardı yüreğim aşk kokardı çoğrafyam ne gelip geçen solgun yüzlü çocukların sevincine ne kaysı ağacında sallanan boş düşüncelerimin beşiğine.... ve sallardım boşluklarda benliğimi sana.. doldururdun içimi senle ... kimselere göremezdiki... bakan boş desede beşiğe... oysa senin hayalindi içindeki... |
Gecenin zifiri karanlığını yırtan
Avazı çıktığı kadar bağıran
duyulmayan
Yolunu kaybetmiş bir çocuk gibi ürkek
Bir söğüt arkasına saklanmış
Karıncanın ayak sesinden bile irkilen
Ürkek,
korkak,
hüzünlü sessizliği..
/Seyidoğlu/
Yüreğinize sağlık, kelâmınız bereketli olsun
Saygılarımla...