Şantör
Sen baharı eteklerinde toplamışsın;
Üstelik, yüzün gözün lavanta kokuyor. Yüzüm boynunda asılı kalıyor bir öğle vakti; Korkuyorum çıplak ellerinle yüzleşmekten bir uçurum kenarında. Nedir bardaktan boşalan bu kızıllığın ardındaki giz? Sanırım aklım Temmuz’da takılı kalacak, Ben bugüne dek gülerek ağladığımı hatırlamıyorum Pazartesi. Belki de sırtımda çizgisiz bir zebrayla terlerken sana; Bir şantör içimde tüm duygulardan ırak. Ben bugüne dek ağlayarak güldüğümü hatırlamıyorum Pazartesi. Senin yüzünden kravatsız bir statü sahibiyim; Lanet olası Temmuz sıcağında. |