Âlim ölsede yaşar
Neyi ne kadar bildik, bildik ise ne oldu?
Hangi huyu terk ettik, yerine neler doldu? Cahillik en kısa, marifet uzun yoldu, ---Kirli bilgisi olan, doğruyu bildim sanır, ---Gri tonlar içinde, kendini de zor tanır. Bilgilerin birçoğu, menfaatle hudutlu, Akılları cinlikte, fikirleri bulutlu, Belki yüz binde bir, hakikate Şuhutlu, ---’Bilenlerle bilmeyen bir olmaz’ diyor Allah, ---İnandım iman ettim, şahidim vallah billâh. Bilgi evrensel olsa, abes yere süner mi? Bilmemek ayıp mıdır, bildim demek hüner mi? Bilmiyorum diyene, bilenler hiç güler mi? ---Hissedişler, sezgiler, anlayışlar değişir, ---Ancak; bilgi bilgiyi, bilenlerle sevişir. Bilmediğini bilen, bildim diyenden üstün, O Fazilet sahibi, onuruna çok düşkün, Kitap yüklü merkepler, Küheylan ata küskün, ---Çok okumuş kimseler, dünyayı karıştıranlar, ---Az bilip öz yaşayan, küsleri barıştıranlar, Bildiğini bilenin, arkasından gidilir, Böylesine her zaman, illa hürmet edilir, Bilmediğini bilen, hem sayılıp sevilir, ---Bilmediğini bilmez; cühelayı mürekkep, ---Altın palan vurulsa, adam olur mu merkep? ’Biz insanı bilici yarattık’ diyor Mevla, Zarar veren bilgiden, bilmemek daha evla, Haddini bilen kişi, kimseye olmaz bela, ---Kötülükten kaçınır, iyilikten haz duyar, ---Sözünde yalan olmaz, içi dışına uyar. Kendini bilmek için geçerse bütün ömür, O gönül aynasında, herkesi kendi görür, ’Âlim ölse de yaşar, cahil yaşarken ölür’ ---İdrak edersen eğer, Onu bilinç rüştünde. ---Bir bilen var yaralı, bilenlerin üstünde, Mustafa Yaralı |
Burada insanlara sanki ders veriyorsunuz
Ömrünüze bereket