Recep, Şaban, derken, ramazan bitti,
Üç aylar sırrına, vere bildik mi?
İlkbahar, yaz derken, son güzde gitti,
İlahi meyveler dere bildik mi?

Fenadan bekaya başladı sefer,
Allah’ın her kulu bu yolda nefer,
Nasip olsun diye en kutlu zafer,
Tevhit yaylarını gere bildik mi?

Önceki ezberci bil işten geçip,
Bir Allah dostunu mihmandar seçip,
Elinden tortusuz badeler içip,
Kendi nefsimizi, yere bildik mi?

Ezelden yazılı kutsal bikirle,
Ebedi oruçlu, akıl fikirle,
Daimi salâtla, kalbi zikirle,
Gönül duvarını öre bildik mi?

Gülünden kokuyu, daldan kozunu,
Alarak bulduk mu? Tevhit pozunu,
Yüce peygamberin, ayak tozunu,
Sürme diye göze, süre bildik mi?

İmsak tan evvelki, önceki anı,
Alt edebildik mi? nefsi şeytanı,
Gurup yaklaşınca iftar zamanı,
Maide sofrası sere bildik mi?

Gönül semasına dört kandil takıp,
Aşkın ateşiyle, fitili yakıp,
Can gözü açıp, yürekten bakıp,
Hakkın cemalini göre bildik mi?

Cümle azalarda, Hak’la Hak bulup,
Zahire batına, arifan olup,
Bu gün cehennemi nardan kurtulup,
Amel defterini düre bildik mi?

Gecemiz arife, gündüz bayramsa,
Gökteki melekler bize hayransa,
Dokuz fıtrı verdik, âlem seyransa,
Geldiğimiz yerler, nere bildik mi?

Mademki bu yola girdik bir kere,
Başımıza kıyıp, serdik mi yere?
Kırk yerden yaralı, yetmiş de bere,
Canımızı kurban vere bildik mi?

Mustafa Yaralı

Cümle canların bayramı kutlu olsun