Suskunlar
Suskular
Beş mevsimin ayazını, Yıla sordum, yıllar sustu. Saçlarımın beyazını, Kıla sordum, kıllar sustu. Bize tuzak kuranları, Halimizden zor anları, Ömür boyu yoranları, Yola sordum, yollar sustu. Gönlümdeki sezgileri, Yüzümdeki çizgileri, Nâmemde ki ezgileri, Pula sordum, pullar sustu. Sınırlayan sayı sayar, Hesap kitap tutmaz ayar, Tanrım beni nasıl duyar? Kula sordum, kullar sustu. Dağ dağlıyor dağdakiler, Bağ bağlıyor bağdakiler, Hani nerde sağdakiler? Sola sordum, sollar sustu. Ağrım sızım neden durmaz? Ben mi safım dert mi kurnaz? Feryadımı eş dost duymaz, Ele sordum, eller sustu. Keşkeleri, kâhlarımı, Eyvahımı, vahlarımı, Arşa çıkan ahlarımı, Yele sordum, yeller sustu. Beni ağlattığı yerde, Uğratırken bunca derde, Gözyaşlarım hani nerde? Sele sordum, seller sustu. Niyazını bile bile, Bülbül içn geldim dile, Âşık neden çeker çile? Güle sordum, güller sustu. Her şeyimi, edip talan, Enkazıma kibrit çalan, Yanışımdan zevkler alan, Küle sordum, küller sustu. Bir çift telli turnaları, Yeşil başlı sırmaları Mutlu yuva kurmaları, Göle sordum, göller sustu. Mecnunun ahı mı tuttu? Hüseyin mi suyu yuttu? Sizi böyle kim kuruttu? Çöle sordum, çöller sustu. Derdim azdı çokçalandı, Yaralı da bohçalandı, Sözüm sazda noktalandı, Tele sordum, teller sustu. 13.10.2017...Mustafa Yaralı |