Mecburdukpır pır eden ışığımızla dönüp baktık ay duruyor mu yerinde karanlıktı bize anlatılan masal yerinde duramıyordu kadınlar arkalarından yürüyorlardı gençlerin çöl içmişti sularını susuzdular arkamızda kalan yolu da yürümeye mecburduk görebilmek adına önümüzdeki ışığı daha da açarak gözlerimizi adımlarımızı sıklaştırarak bütün dar boğazlarda inatla yaşadığımızı anlatmak için kanıtlamak üzere varlığımızı bırakmaya mecburduk silâh karası ellere siper ederek göğsümüzü bırakmaya mecburduk korkuları arkada bizeydi zulüm akıtılan kan önü kesilen yollar dik duralım bir lâle gibi ince boynumuz bir kamışca eğmeden başını rüzgârlarda ki canlansın titrek ışıklar aysın karartılan ay’lar çoğalsın sesler ki korkulan olmasın bir araya toplansın en güçlü eller havaya kalksın yumruklar önümüzdeki yola bakalım geri çekilsin karanlık bir anda çoğalmaya mecburduk! 27. 2. 2013 / Nazik Gülünay |