Yüzün Kavgadan Kalma Akşam
güneşin çubuklarını çalan adam kaçıyor
kapı aralığından bir apartmana koşarak merdivenlerin serin basamaklarına rüyaya dalan serseri bir çocuğun hırsızlık anılarını yazıyor uyanıyor kelebek sendeleyerek çatıya ulaşması için arkadaşına söz verdiği eğime zıplayacak karıncaların koşuşturmalarını pek cesaretli buldu görülmüyor ve aldırış edilmiyorlar ne oldu ise o kayıtsızlık yüzünden oldu göz yaşlarımı sildikten sonra tabanlarımın hızını bilene beş papel vereceklermiş oda dolusu insan kokusu damlıyor kapıların altından temizlikçi kadının kırmızı kovasının yuvarlak izleri kalmış düzlemim de kulak verip dinlesek mi yoksa hayır hayır hep aynı terane sen beni anlamıyorsun yok kaçmalı buralardan çatıya daha var tanrı başlı tahtalar oymak için yukarıya daha da yukarıya yüzlerce basamak daha var anne çok üzülüyorum her sabah yüzün kavgadan kalma akşam gülünce tanrı biliyor on kamyon hafriyat dökseler üzerime ağlamayacağıma söz veriyorum sıkıştırdıkça kalbimi harfler kendimi tutamıyorum. |
Çok güzel şiir.