Her İnsan Bacasız Doğar
hiç değişmiyor
kırmızının kor dudaklarından düşme korkusu nasıl da dümen kırıyor insan yalanlar anlatıyor kendi içine bile o gelip pencereyi açmadı diğeri eşlik etmedi yanlış giden bir şeyler var samimi olmak lazım falan filan evet öyleyim bir renk çırpınırken neyi kast ettiğimi anlatıyordum ama önemli değil her insan bacasız doğar ateşinden yani anlatabildim mi bilmiyorum saksılara su verirken dişlerini bileyen bir canavar oluyorum sonra gülüyorum aynadaki yüzümün ilginçliğine ve biraz daha büyümek için abartılarınız doluyor düşlerime basit bir solumanın kıyısı oluyor ışıltılı sabahlar demin ne kadar çok şey söyledimse daha azının daha azını tanımlasana barikatı düşmüş bir heyecanın kamburumsu utangaçlığını anlatsana geceye dönük yankılar biriktirir yalanları olan şairler bir ilizyon çıkartmasına dönüşür cepheler bak bu dolunay bu da esintilerin garip sesi takla attıkça yıldızlar her şey ikimiz için ve rüyasında çırpınan çocuklar eşlik etmez şiirinize duysalar da kendi kadim duvarlarını geçemezler gece veya gündüz değildir aslolan tam birleşmelerin ölüm haline hiç bir zaman eşlik edemez insan bütün soruları bir çuvala doldurup atalım bu gün ne getirdi bize güneşin çocukları ona bakalım isimli isimsiz binlerce hayalimizi söyledik söylediler ve derdini anlatamamış diye kızmayın ona harflerin kalbi öyle küçük ki. |